Parapsikolojide kullanılan deneysel yöntemler arasında rüya analizi, evrensel bilinç çalışmaları, telepati, trans-kavrama ve psikokinezi yer alır. Bu yöntemler, insan beyninin normal duyusal sınırlarının ötesine geçebilen olağanüstü yeteneklerini inceler. Rüya analizi, bireylerin uyandıktan sonra hatırladıkları rüya fragmentlerini analiz ederken, evrensel bilinç çalışmaları, gruplar ve topluluklar arasında ortak düşünce dalgalarını incelemektedir. Telepati, bir bireyin başka bir bireyin düşüncelerini veya duygularını bilme yeteneğini ifade ederken, trans-kavrama daha spesifik olup, bir bireyin uzaktaki nesneleri veya olayları bilme yeteneğini tanımlar. Psikokinezi ise, beyin gücü ile maddesi hareket ettirme kabiliyetini inceler.

Ölümden sonra yaşam konusunda ise çoğunlukla reenkarnasyon ve ruh göçü gibi kavramlar üzerinden çalışmalar yapılmaktadır. Reenkarnasyon çalışmaları, bireylerin önceki yaşamlardan hatıralarını veya deneyimlerini hatırlama yeteneklerini incelerken, ruh göçü çalışmaları ise insan ruhunun ölümden sonra başka bir varlığa geçtiğini ileri sürer. Bu konuda yapılan deneysel yöntemler, reenkarnasyon deneyimleri veya hipnoz altında yapılan geçmiş yaşam regresyonlarıdır. Bu çalışmalarda, hipnoz altındaki bireylerin ölümden sonra yaşamlarına ilişkin özgül detayları dile getirdikleri gözlemlenmiştir.

Bu yöntemlerin hepsi, evrenin ve insan doğasının doğaüstü yönleri hakkında daha fazla bilgi edinebilmek ve anlayabilmek için kullanılır. Parapsikolojiye uygun yöntemler kullanarak gerçekleştirilen bu bilimsel çalışmalar, hem insan yeteneklerinin hem de evrenin sırlarını daha iyi anlamamızı sağlar. Ancak, bu alanın bilimsel kabul görme düzeyi tartışmalıdır ve bazı kesimlerin ciddiye almadığı bir daldır. Bu da parapsikolojinin daha fazla bilimsel ve kurumsal destek almasını engeller. Bu konular hakkında daha fazla araştırma yapılması, parapsikolojinin bilimin daha geniş bir kısmı olarak kabul görmesine yardımcı olabilir.

Alıntı