|
Yanıt: Başak Kadını Hakkında Herşey
Başak Kadını Aşık Olursa…
Aşık olduğu ana dek, yürek yangınına, kalbinin sesine, duygusunun bin bir tonuna yabancı olan Başak, Eros’un okuyla neye uğradığını şaşırır! Ezberleri bir çırpıda bozulup, bilgilerini şimdiye dek mum gibi dizdiği zihni darmadağın olur, kendini bir anda spot ışıkların altında bulur! Bu dakikadan sonra kendiyle tanışan yeni Başak nasıl bir aşık olur?
Kusurlar arasa bulunmaz olur!
Yedi düveli eleştiren, gözüyle gördüğünü dilinden sakınmayan Başak, aşkın susturucu dokunuşuyla taçlanınca eleştirilerini yavaşça yere bırakır, ilişkisinin tadını çıkarır! Dört dönüp kusur avına çıksa, ille de eleştireceğim diye gözünü dört açsa ki yapmaz, söyleyecek söz bulamaz! Yaşamın keyfine olan seyahatini te elden başlatır, toz pembe gözlükleriyle mükemmel görüşünü başlatır!
Güç ondadır artık!
Kontrolü ele alır, dağınıklık giderici olur ortalığı şöyle bir düzene sokar, tüm yaşamını parça parça planlar, mutluluğa giden en kestirme yolları aramaya başlar! Derlenip toplanmaya müsait tüm alanlara sihirli değneğiyle dokunur, kalbinin vurulduğu, aklının savunduğu biricik sevgilisiyle, keyif hamağına kurulur!
Nihayet salt mantık olmaktan sıyrılır!
Kalbi sevdiğine açılıp, gönlü bulduğu ilk aradan sıyrılıp kaçınca, aşk kapıyı çalıp, ateş bacağı sarınca; yıllardır tozu alınan, evin baş köşesine kurulan, duyguların istirahatte olduğu sandık açılır, mantık ağları yıllardır oturdukları koltuklarından doğrulur, duygulara güneş gören alanlarda yer açılır! Salt aklıyla bugüne dek mükemmeli yaşamış Başak, nihayet harekete geçen duygularına kulak verir, kendine ördüğü duvarlardan özgürleşir! Buradan sonrası aşkın rüzgarı, sevginin girdabı, keyfin en geniş oyun alanı! Tabi şaşkınlıkla karışık mutluluk kaçınılmaz olur!
Saçını süpürge eder!
Türkan Şoray’ın iç sesine kulak veren, gerçek sevginin emek yolundan geçtiğini düşünen Başak, aşkının gösterisini, süpürge ettiği saçıyla yapar! üstlendiği sorumlulukları akıl almaz, Başak alır! Bu yeni duygunun gazıyla Başak’ın hazzını durdurabilene aşk olur! Sevgilisinin mutluluğu için dişini tırnağına takar, görevlerini ışık hızıyla tamamlar, derhal yenilerine yer açar! Artık elinden ne uçan kurtulur ne kaçan!
Daha cesur olur!
Sahne tozuna alerjisi olan, hapşırık nöbetlerindense hasır altlarında kalmayı seçen Başak, mecburen gözlerin kıskacına, sohbetlerin esas kadınına bürünür, yerini ön saflarda alır! Kalabalıklardan mümkün mertebe uzak duran, kendi işine bakan Başak, dört duvar içinde kalmaya direnemez, kalabalıkların göbeğine düşüverir! Az buz değil epey de cesaretlenir! Mecnun çöl aşar, Ferhat dağ deler, Başak gerekeni yapıp gün yüzüne çıkar, alkış toplar! Bu da Başak için zirve, çevresi için baş yaran umulmadık taştır! Yanakları al, bakışları kaçak Başak, sahnelere de pek yakışır!
|