TrendForum.Net - Hafızanızı sildirmek ister miydiniz?

Binbir çeşit sorumluluk, ilişkilerle ilgili yıpranmışlıklar, belirsizlikler içinde devam ettirmeye çalıştığımız bir düzen ve her şeyi tek tuşa basıp resetleyerek yola devam etme isteği…

Dünyanın üzerimize üzerimize geldiği şu son dönemlerde, hepimizin “Keşke hiç yaşanmasaydı” dediğimiz anıları vardır. Merak ediyoruz, hafızanızı sildirip tüm kötü anılardan kurtulmak mı isterdiniz yoksa “zaman anıların toplamıdır, anılarımız ise bizi biz yapan deneyimlerimizdir” mi derdiniz?
Konunun uzmanlarından bilgilerle psikoterapide uygulanan bazı hafıza temizleme yöntemleri sizin için derledik.

Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU) Yöntemi

Transkraniyal manyetik uyarım (TMU), birçok psikiyatrik ve nörolojik hastalığın iyileştirilmesinde kullanılan bir beyin uyarım yöntemidir. Son dönemlerde TMU yönteminin kötü anıları silmede kullanılacağı konuşulsa da, Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Onur Noyan, psikiyatrik yaklaşımlarda olumsuz yaşam deneyimlerini unutturmak gibi bir beklenti içerisine girmediklerini, yaşantıların sağlıklı işlenip yeniden yorumlanmasının daha önemli olduğunu ifade ediyor.

Depresyon nedeniyle dikkat sorunlarına bağlı bellek bozukluklarında, obsesif kompulsif bozukluk gibi hastalıklarda, manyetik uyarım yöntemi sayesinde beynin ön bölgesinde işlevsiz hale gelen kimyasal ileti sistemi normal işleyişine getirilerek düzeltiliyor. Kişinin zihninde travmayla ilgili tekrarlayan düşünceler varsa, TMU dediğimiz yöntemle yaşanan kötü olaylara verilen tepkilerin yoğunluğunun azaltılması planlanıyor.

NeuroFormat

Beynine Format At kitabı yazarı Barış Muslu’ya göre üzüntülerimiz, biz olayı hatırlamasak da devam edebilir. Muslu, NeuroFormat yönteminde amacın travmatik olayları gün yüzüne çıkararak, anlam ve duygulardan arındırmak olduğunu; bu şekilde beyne “korkulacak bir şey olmadığı” mesajını verebileceğimizi ifade ediyor.

Bu yöntemle beynin bu bilgileri sakladığı noktalara ulaşıp, olumsuz duyguların hızlı ve etkili şekilde temizlenmesi sağlanıyor. Duyguların deşarj edilmesi, mesela ağlamak, beyinde olayın nötr hale gelmesini sağlayan etkenlerden biri. Böylece o andaki duygu yoğunluğuna göre bir takım davranış biçimleri sergileyen beynimizi fabrika ayarlarına geri döndürüyoruz.

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) Yöntemi

Uzman Klinik Psikolog İpek Gökozan’a göre, bilimsel araştırmalarla desteklenmiş olan EMDR psikoterapi yaklaşımı, anıyı unutturmaz veya hafızayı silmez. Bu teknik ile beynin sağ ve sol yarım küreleri uyarılarak, beynin zamanında yapamadığı sağlıklı işlemlemenin yapılması sağlanır. EMDR; terapi süreci sonrası etkisinden hala kurtulamadığımız rahatsız edici öfke, korku, üzüntü ve kaygı gibi tüm olumsuz duygulara ve aşırı uyarılmışlık durumlarına karşı duyarsızlaşmamızı sağlayabilir.
Gökozan’a göre, unuttuğumuzu sandığımız her şey bedenimizde kayıtlıdır. Bu sebeple hafıza bir gün silinse bile bedende kaydedilmiş bilgiler psikolojik ve fizyolojik tepkiler uyandırabilir.

Kötü anılarımızı ortadan kaldıracak sihirli bir değneğe ihtiyacımız var mıdır? Yoksa hatalarımızın, kötü ve korkutucu anılarımızın öğretici olduğunu düşünerek; onları bize “hayatta kalmayı” öğreten ve alacağımız destekle daha işlevsel bir hayat sürmemizi sağlayan – bizi tamamlayan güçler- olarak görebilir miyiz? Siz ne dersiniz?