|
17 Şubat 2024, 23:49 | #301 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ASTIM VE BEBEKLER
Astım, anne baba veya yakın akrabalarda astım, egzema (deride kuruluk ve kaşıntı) veya kurdeşen (deride böcek ısırması gibi kabarcıklar) gibi alerji şikayetleri olan ailelerin çocuklarında daha çok görülmektedir. Astım riski toz bitleri tüylü hayvanlar (özellikle kediler) veya küf sorunu gibi alerji yapan maddelerin bulunduğu evlerde büyüyen çocuklarda da daha fazladır. Doğduktan sonraki ilk iki yıl içinde alerji yapan maddelere karşı çok hassas olan bebekler, mümkün olduğu kadar bu maddelere karşı korunmalıdır. Evdeki Toz Bitleri , Kedi ve Küflerin Zararları Bu maddeler çimen ve gıdalarda bulunan koruyucu maddeler gibi, alerji yapan maddelerdir ve kişide aksırık, burun akması ve gözlerin sulanması gibi tepkilere neden olurlar. Astım hastaları bu maddelere karşı nefes darlığı ve nefes alırken göğsün hışıldaması biçiminde tepki gösterirler. Evdeki Toz Bitleri Evlerimizde milyonlarca toz biti olduğu halde çok küçük olduklarından göze görünmezler Toz bitleri, yatak örtüleri ve halılar gibi sıcak ve rutubetli yerleri severler. Bebekleri Evdeki Toz Bitlerinden ve Alerji Yapan Diğer Maddelerden Korumanın Yolları Yeni bebeğe yeni yatak şiltesi gerekir. Eski şiltelerde ve yastıklarda binlerce toz biti bulunabilir. Yatak örtülerinin yıkanabilir olanlarını satın alınız ve yatak altına serilen battaniyeleri, yastıkları ve yatak fırfırlarını, hiç değilse iki ayda bir yıkayınız. Bebeğin beşiğinde, pusetinde ve arabada içinde oturduğu emniyet kapsülünde koyun postu ve yumuşak oyuncaklar bulundurmayınız. Bunların da içinde binlerce toz biti saklanmış olabilir. Bebeğin yumuşak oyuncaklarını, en az iki ayda bir çamaşır makinesinin hafif kumaşlara özgü devresinde veya elinizde yıkayınız. Ev kuru olmalı ve iyice havalandırılmalıdır. Mümkünse mutfakta, banyoda ve çamaşırlıkta havalandırma vantilatörü kullanınız. Elektrik süpürgesini kullanırken ve işiniz bittikten sonra pencereleri 20 dakika kadar açık tutunuz Temiz hava elektrik süpürgesinden çıkan görünmeyen tozları alıp götürür. Elektrik süpürgelerinin üç filtreli olanları ve atılabilir türden torbalıları, toz sorununu engeller. Elektrikçi dükkanlarından hangi elektrik süpürgelerinde bu filtre tertibatının bulunduğunu öğrenebilirsiniz. Evde astımlı bir hasta varsa eve evcil hayvan almamak en iyisidir. Halen evinizde evcil bir hayvan varsa evin dışında tutulması yerinde olur. Sigaranın Zararları Sigara içen annelerin bebeklerinde göğüs enfeksiyonları ve astım riski yüksektir. Yetişkinler çocukların yanında ve çocukların bulunduğu evlerde sigara içmemelidirler. Astım, sigara dumanına maruz kalan çocuklar için daha büyük bir sorundur. Gıdaların Önemi Bebekleri anne sütüyle beslemek akciğer enfeksiyonlarını önler, alerji ve astım olasılığını erteler. Bebekleri memeden kestiğiniz zaman, onlara tuzu az gıdalar ve bol bol meyve ve sebze yecliriniz. Tuzu azaltmak için bebeğin yemeğine tuz koymayınız, işlenmiş et ve patates kızartması gibi tuzlu gıdalar vermeyiniz. |
|
17 Şubat 2024, 23:49 | #302 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ASTIM VE YAŞLILAR
Astımın salt gençleri ve çocukları etkileyen bir hastalık olmadığı çoğunlukla bilinmez. Astım her yaşta başlayabilir. Yaşlı kişilerin birçoğu nefes darlığı ve öksürük gibi belirtilerin astımdan kaynaklandığını duyunca şaşırır. Astım Nedir ? Astım akciğerlerdeki nefes yollarının iltihaplanıp olduğundan daha da fazla daralmasıdır Nefes yollarının daralması nefes almayı güçleştirir. Göğüste daralma ve nefes tıkanıklığı yapar. Astımın birden ve şiddetli olarak belirmesi ve boğulur gibi nefesi kesmesi özellikle kendi başına yaşayan bir kişi için çok korkutucu bir olay olabilir. Yaşlılarda Astım Belirtileri Yaşlı kişiler bu nedenle astım habercisi olan belirtileri gözardı etmemelidirler. Uzmanlara göre yaşlılardaki astım belirtileri öylesine yavaş gelişir ki kişi bir anormallik olduğunun farkına bile varmaz Bazen tek belirti günlük normal işleri yaparken veya bir yokuşu çıkarken görülen nefes darlığı olabilir. Kişiler bu gibi olaylara yaşlanmanın bir sonucu olarak bakarlar. Ancak özellikle gece ve sabahın erken saatlerinde görülen nefes darlığı, devamlı, tahriş edici bir öksürük ve nefes almakta güçlük gibi belirtiler olduğunda doktora gidilmesi önerilmektedir. Bu tür belirtiler bazen nezle veya grip geçirdikten sonra daha da artar. Erken Tanı ve Erken Tedavi Astım nedeniyle ölüm vakalarının çoğu hastalık vaktinde tedavi edilirse önlenebilir. Astımı tamamen iyi etmek mümkün olmamakla birlikte astımlı kişilerin krizi önlemek için yapabilecekleri şeyler vardır: "Astım Krizi" ni Tahrik Edici Şeylerden Uzak Durmak Astımlı bazı kişilerde nefes yollarının daralması nezle, sinüzit, bronşit gibi enfeksiyonlara egzersiz, hava kirliliği, soğuk hava veya ısı değişimine sigara dumanına evde kullanılan boyaların, temizlik maddelerinin hatta parfümün keskin kokusuna; gıdalara veya şaraba konulan kimyasal maddelere; çiçek tozları veya hayvan tüylerine tepki şeklinde belirebilir. Astımı en çok tahrik eden nedenlerden biri ise halılarda giysilerde ve ev eşyalarında yaşayan ve toz biti denilen küçücük bir hayvancıktır. Kişilerin yukarıda sayılan tahrik edici nedenlere tepkileri farklı olabilir. Örneğin, kedi kılından elkilenen bir kişi boya kokusundan veya gıdalardan etkilenmeyebilir. Doktorlar kişileri etkileyen tahrik edici nedenleri belirleyebilir. Koruyucu İlaç Kullanmak Doktorun reçeteyle verdiği ilaçları düzenli kullanmak nefes yollarının daralmasını önleyebilir. Bu astım krizini önler. "Başa Çıkma Planı" Astımla "başa çıkmak için plan" hazırlamak Her hasta astımdan değişik biçimde etkilendiğinden doctor kendisine özel bir hareket planı hazırlar ve bir kağıda yazar. Bu plan hastaya astımı nasıl kontrol edebileceğini gösterir. Hatırlanması önemli olan nokta astım belirtisi olabilecek şikayetleri olan kişinin bir doktora gitmesidir Zamanında tanısı yapılıp uygun tedaviye başlanırsa astımlı birçok kişi normal bir hayat sürebilir. |
|
17 Şubat 2024, 23:50 | #303 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ASTIMLI ÇOCUKLAR
Diğer Batılı ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de astımlı çocuk sayısında artış görülmektedir. Her dört küçük çocuktan birinde ve her yedi gençten birinde astım görüldüğüne göre astımlı çocuklara bakmakta olan anne babaların sayısında da artış olacaktır. Çocuğa Astım Tanısı Konduğunda Çocuğuna astım tanısı konulan anne babanın üzüntü duyması ve çocuğun hiçbir zaman normal bir yaşantısı olamayacağından kuşkulanması, ayrıca çocuğun astım krizi tuttuğunda bununla nasıl başa çıkacağından endişe duyması normaldir. Astımı Bilmek Astımla başa çıkmanın ve astımı denetleyebilmenin yollarından biri astım hakkında mümkün olduğu kadar bilgi edinmektir. Çocukta Astım Olduğu Nereden Bilinir ? Astımlı hastaların nefes yolları çok hassastır. Hastalar nezle ve grip, havada meydana gelen degişiklikler. egzersiz yapmak, sigara dumanı, toz bitleri veya hayvan tüyleri gibi astımı "kışkırtıcı" (tetikleyen) etkenlerle temas ettikleri zaman nefes yolları daralır ve nefes almaları güçleşir. Astımın en çok görülen belirtisi göğüste hışıltı olmakla birlikte, diğer belirtiler arasında, özellikle geceleri veya egzersiz yaptıktan sonra öksürük tutması, göğüste daralma veya nefes almakta güçlük çekmek de sayılabilir. Çocuğunuz geceleri sürekli olarak veya nezle olduğu için öksürüyorsa aile hekiminizi görmeniz gereklidir. Astım tedavisinde sürekli olarak gelişme kaydedilmektedir. Denetim altına alındığı sürece kişinin normal bir yaşam sürmemesi için bir neden yoktur. Çocuklukta Görülen Astımın Denetlenmesi Astım ilaçla ve astım krizine neden olan kışkırtıcılardan uzak durarak kolayca denetim altına alınabilir. İlaç tedavisinde, her gün alınan ve nefes yollarındaki hassasiyeti giderici ve önleyici ilaçlar yanında çocuğun astım krizi sırasında kullanabileceği nefesi açan ilaçlar da vardır. Astım hakkında bilgi alacağınız sağlık görevlisine evde astım konusunda neler yapabileceğinizi sorun. Bu sorular astımı denetleyici ilaçların hangi ilaçlar olduğu, kötüye giden astım krizinin belirtileri ve kriz anında neler yapılabileceği gibi üzerinde aydınlanmanızı gerektiren sorular olabilir. Çocuğunuzda egzersiz yaptıktan sonra astım belirtileri görülüyorsa aile hekiminize danışarak hastalığı nasıl denetleyebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Aile Hekiminize soru sormaktan çekinmeyin. Soracaklarınız çoksa randevunuza giderken bir soru listesi yapıp gidin ve bu tür bir randevu alırken işinizin uzun sürebileceğini belirtin. Astıma Dost Okul Okulların çoğu astımlı çocnkların gereksinimlerini karşılayabilecek niteliktedir. Ama bunu araştırmadan var olduğuna karar vermeyin. Okul ilgililerine yönelteceğiniz sorular şunlar olmalıdır: Çocuğun krizi tuttuğunda onunla ilgilenecek görevliler astım konusunda bir eğitim görmüşler midir ? Okulda astımlı çocukların kimler olduğu ve aldıkları ilaçlar hakkında düzenli olarak tutulan bir kayıt var mıdır ? Okulda acil hallerde kullanılabilecek ve astım için gerekli ilk yardım ilaçları var mıdır ? Okula çocuğunuzun hastalığı hakkında aynntılı bilgi vermeyi unutmayın. Sigara İçmeyin Sigara dumanının astımı körüklediğini unutmayın. Sigara içen anne babalar bebeklerin ve çocukların yanında sigara içmemelidirler. Sigara dumanı çocuklarda astım krizini kışkırttığı gibi çocuğun ileride astıma tutulmasına da neden olur. |
|
17 Şubat 2024, 23:50 | #304 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ALLERJİ TESTLERİ
Doktorunuz hangi allerjenin allerjiye neden olduğunu bulmak isteyecektir. Aşağıda sık kullanılan inceleme yöntemleri sıralanmıştır: Deri testleri: bu testler sıklıkla polen, solunum yolu ile alınan diğer maddeler ve besin allerjilerinin saptanmasında kullanılır. Şüphe edilen maddeden alınan örnek deri altına enjekte edilir (bu durumda çocuğunuz hafif bir ağrı hissedebilir) ya da bir bant yardımı ile deriye yapıştırılır. Eğer maddeye karşı allerjisi varsa çocuğunuz bu bölgede bir kaşınma hissi duyacaktır. Daha sonra da bölgede kızarıklık ya da şişmenin olup olmadığı değerlendirilecektir. Diyetten çıkarma testleri: Bu testler besin allerjilerinin saptanmasında kullanılır. Ciddi kontrol altında iken yumurta, süt gibi yiyecekler teker teker verilecek ve bu yiyecekler karşısında verilen tepkiler değerlendirilecektir. Çocuğunuzda tepki ortaya çıkmazsa bu madde allerjen listesinden çıkarılacaktır. RAST testleri: radioallergosorbent test (RAST). Çocuğunuzun kanında değişik antijenlere karşı oluşan antikorların düzeyi araştırılır. |
|
17 Şubat 2024, 23:50 | #305 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
AYAKKABI SEÇİMİ
Bizim için canla başla çabaladıkları halde ayaklarımızın değerini çoğumuz pek bilmeyiz. Onları önemsemez ve biçimsiz ayakkabıların içine sokuştururuz, bize acı vermeye başlayıncaya kadar da aklımıza bile getirmeyiz. Normal yaşam süresi içinde kişi 120.000 kilometre yol yürüdüğüne göre %40'ımızın gün gelip ayaklarımızdan şikayetçi olmamıza şaşmamak gerekir. Ayağa uygun ayakkabılar giyerek sorunların çoğu önlenebilir. Ayağa uymayan ayakkabılar giymek düşmenin de yaygın bir nedenidir. Birçok kişi ayakkabı tabanının kaygan veya topukların çok yüksek olması nedeniyle kayar, takılır veya sendeler. Ayakları sağlıklı tutmak ve düşmeleri önlemek için sağlam ve ayağı destekleyen ayakkabılar giyilmelidir. Bu öneriler hepimiz için iyidir ama en çok yaşlı kişiler için önemlidir. Düşüp yaralanmak her yaşta kötü bir şeydir fakat yaşlandıkça iyileşmek için daha uzun zaman gerekir. 60 yaşını geçmiş kişilerin hastaneye kaldırılmalarının en önde gelen nedeni düşmedir. Düşen kişilerin %30'unda kalça kırığı meydana gelmektedir. Yaşınız ne olursa olsun sağlam ayakkabı seçimi için: Yalnızca evde bile giyiyor olsanız ayakkabılar ayağa tam uymalıdır. Düşmelerin %50'si evde olmaktadır. Ayağa tam oturmayan ayakkabı veya terlikler ayağınızı sürümenize ve dengenizi kaybetmenize neden olur. Ayakkabının ayağa tam oturduğunu; ayakkabının burnunda ayak parmakları için yeterli yer olduğundan (en uzun ayak parmağıyla ayakkabının burnu arasında 1-2 cm bulunmalıdır) ve ayakkabının topuk kısmının ayağı rahatça sarmasından anlayabilirsiniz. Ayakkabının tabanı yürürken, özellikle yer cilalı veya ıslaksa, yeri iyice kavrıyorsa bu size güven verir. Ayakkabının tabanı lastik veya sentetik bir maddeden yapılmış ve yüzeyi kabartılmışsa ayağınız kaymaz. Ayakkabının tabanı köseleden yapılmışsa ayağınız kolayca kayar. Ayakkabı tamircisine yarım lastik taban koydurursanız ayakkabının tabanı yeri daha iyi kavrar. Nalburlardan lastik taban alarak kendiniz de yapabilirsiniz. En emniyetli topuklar alçak (5 cm'den az) ve kalın topuklardır. Kama topuklar da 5 cm'den alçak olmak koşulu ile iyi bir seçenek olabilir. Ayağı iyice saran bağcıklı veya kapalı kesimli fantazi ayakkabılar ayağı iyi destekler. Terlik gibi ayağa geçirilen, tokyo ve benzer ayakkabılar ayağınızı yorar ve ayak bileğinizin kolayca burkulmasına neden olur. Ayakkabının topuk kısmı sıkıysa ayak bileginizi güzelce destekler. İçi yastıklı, tabanı bükülebilen (koşu ayakkabılarında olduğu gibi) ayakkabılar ayağı sert ve eğri büğrü zeminden korur ve ayakla zemin arasında tampon görevi görür. En çok kullandığınız ayakkabıların böyle olmasına dikkat ediniz. Deri veya delikli sentetik maddelerden yapılmış hafif ayakkabılar adeta "nefes aldıklarından" ve ayakkabının içine hava girmesini sağladıklarından rahat ayakkabılardır. En iyisi o anda yaptığınız işe göre ayakkabı seçmektir. Süslenip bir yere gidecekseniz tabanı kaymaz, alçak topuklu bir fantazi ayakkabı giyebilirsiniz. Fazla hareket edecekseniz bağcıklı bir ayakkabı giyebilirsiniz. Kış mevsiminde ise ayakları sıcak tutması için ayağı tamamen saran kapalı ve düz topuklu bir terlik giyebilirsiniz. Ayakkabıları gerekirse tamir ettirmeyi unutmamak önemlidir. Tabanı incelmiş veya topukları yenmiş ayakkabılar da tehlikeli olabilirler. Ayaklarınızı sağlam ve rahat ayakkabılar giyerek şımartırsanız onlar da sizi senelerce üstlerinde taşırlar. |
|
17 Şubat 2024, 23:50 | #306 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
AŞILANMA
Çiçek hastalığı, bir zamanların ölümcül ve deride yara izleri bırakan korkunç bir hastalığıydı. Aşı sayesinde bugün dünya yüzünden silinmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, bir zamanlar dünyanın her tarafındaki binlerce çocuğu sakat bırakan çocuk felcinin de 2000 yılında kökünün kazınacağını ümit ederek aşı çalışmaları yapmıştı. Çocukların aşı olmasının gerekleri Çocukların vücudunda onları hastalıklara karşı koruyacak bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiştir. Bebeklerde önce anneden geçen bir bağışıklık olmakla birlikte bu zamanla kaybolur. Aşı yapılmayan küçük çocukların hastalıklar karşısında hiç korunması yoktur. Bu tehlike tahminlerin çok üstündedir. Boğmacayı örnek olarak alabiliriz. Boğmaca büyükleri öldürmez ama bebekleri öldürür. Bebeklerin nefes yolları daracık olduğu için boğmaca mikrobu bu yolları kolayca tıkayarak bebeğin nefes almasını engeller. Kızamık sonucu meydana gelen ikincil hastalıklar da tehlikelidir. Örneğin, her 25 çocuktan birinde kızamık sonucu zatürree, her 200 çocuktan birinde beyin iltihabı, beyin tahribatı ve hatta ölüm görülmektedir. Çocuklara aşı yapılırsa kızamık gibi hastalıkların bir çocuktan ötekine geçmesinin önü alınacak ve kızamık da çiçek hastalığı gibi dünya yüzünden silinip gidecektir. Aşıların yan etkileri var mıdır ? Aşılar çok güvencelidir fakat aşının yapıldığı yerde sancı ve şişkinlik olabilir ve çocuğun biraz ateşi çıkabilir. Aşının neden olduğu belli başlı yan etkiler son derece nadirdir. Sağlık görevlileri, hastalık tehlikesinin aşıdan gelecek tehlikeden daha ciddi olduğu görüşünde birleşmektedir. Çocuklara yapılması gereken aşılar : BCG BCG/Tüberküloz aşısı çocuk iki aylıkken yapılır ve daha sonrasında 6,11 ve 16 yaşlar gibi çeşitli dönemlerde PPD denilen deri testi kontrolü ile tekrarlanır. Difteri/Tetanos/Boğmaca Karma aşı ilk olarak çocuk iki aylıkken iğneyle yapılır. Bundan sonra dört aylık, altı aylık, 18 aylık ve okula başlamadan önce ve dört beş yaşlarında tekrarlanır. 15-19 yaşları arasında okuldaki gençlere tetanos ve difter aşıları tekrar yapılır. Çocuk Felci İlk olarak çocuk iki aylıkken verilir. Dört aylık, altı aylık, dört beş yaşlarındayken ve okuldan ayrılmadan önce ve 15-19 yaşları arasında tekrarlanır. Hepatit B Aşısı Hepatit B aşısı bebek 2 aylıkken yapılır. Daha sonra 4 ve 9. aylarda tekrarlanır. Bazı uygulamalarda doğumda, bebek 1 aylıkken ve 7 aylıkken de yapılabilir. Koruma için üç kez yapılmış olması gerekir. Daha sonra 5-10 yıl ara ile hatırlatma aşılarının yapılması önerilir. Kızamık Kabakulak Kızamıkçık (KKK) Karma aşı önce çocuk 12 aylıkken verilir. Daha sonra dört beş yaşlarında okula başlamadan önce tekrar tazelenir. Sağlık Bakanlığı'nın uygulamasında KKK aşısı yer almaz. Yalnızca Kızamık aşısı o da 9 aylıkken uygulanır. Hemofilus İnfluenza Tip B Aşısı (Hib) H.İnfluenza tip B özellikle 5 yaş altı çocuklarda menenjit (beyin zarı iltihabı),pnömoni (zatürree),septik artrit (eklem iltihabı),epiglotit (hava yolunda ani kapanmaya yol açan bir hastalık),otitis media (orta kulak iltihabı), sinüzite (sinüs iltihabı) neden olan bir etkendir. Hib aşısı Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanmamaktadır. Hib aşısı DBT(Karma aşı) ile birlikte 2,4,6,18. aylarda uygulanmaktadır. Hepatit A Aşısı Hepatit A aşısı gelişmiş ülkelerde sadece hastalığın salgın olduğu ülkelere seyahat edeceklere yapılır. Kullanılan inaktive aşı 2 yaşından sonra 6 ay ara ile iki doz olarak uygulanabilir. Okula başlayan çocuklar ve aşı karnesi Aşı karnesi ana okuluna başlayan çocukların hastalıklara karşı aşılı olduklarını kanıtlar. Bir hastalık salgını olduğunda aşı karnesi olmayan çocukların okula gelmesine izin verilmemelidir. Amaç bu çocukların hastalığa tutulup başkalarına da geçirme tehlikesini önlemektir. Büyükler için gerekli aşılar nelerdir ? Kızamıkçık aşısı olmayan ve çocuk doğurmak isteyen kadınlar gebe kalmadan önce aşı yapılması için doktorlarını görmelidir. Kızamıkçık büyükler için tehlikeli değildir fakat ana karnındaki bebeklerde sakatlık yapar. Hangi yaşta olursa olsun, büyüklerin tetanos aşılarını zaman zaman yenilemeleri gereklidir. Tetanos nadir bir hastalıktır fakat ölümcüldür. Tetanos aşısı her on yılda bir tazelenmelidir. Tetanos hastalığına neden olan bakteri genellikle toprakta yaşar ve deride açılan ufacık bir çizikten bile vücuda girebilir. Tetanosa karşı yaptırdığınız aşının halen geçerli olup olmadığından emin değilseniz doktorunuzu görünüz. |
|
17 Şubat 2024, 23:50 | #307 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
BİPOLAR BOZUKLUK
Hepimizin ruh hali zaman zaman değişir. Ancak bazı kişilerde bu olay hastalık derecesine ulaşır ve kişinin günlük yaşamını etkileyerek işine ve kişisel ilişkilerinin düzenli gitmesine engel olacak boyutlara ulaşır. Daha önce mani-melankoli denilen bu hastalığa şimdi ruhsal durumdaki kutuplaşmaları belirtmek bakımından "iki kutuplu" (Bipolar Bozukluk) denmektedir. Hastalar bazen kendilerini olağanüstü bir biçimde sevinçli ve canlı hissederler. Bu ruh haline "mani" denir. Bir hasta şöyle açıklıyor : İlk önce herşey insana harika gelir. Aynı zamanda kendinizi müthiş enerjik hissedersiniz. Sanki herşey ivme kazanmıştır. Dolayısı ile herşeyi hemen yapmak gerektiği hissine kapılırsınız. Ciddi bir mani krizi sırasında çalışamaz duruma gelirsiniz. Belli bir programı takip etmekte güçlük çektiğiniz için işinizi yapamaz, uyku uyuyamaz ve yemek yiyemezsiniz. "İki kutuplu" hastalıktan şikayeti olan kişilerde tuhaf inançlara sahip olmak da söz konusudur. Bir hasta ; kendisinin bir tanrıyla konuştuğuna inanabilir. "Mani" krizi geçiren hastalar olağanüstü yeteneklere sahip olduklarına inanırlar ve kendilerinin önemli kişiler olduğu hissine kapılırlar. Kendilerini asil bir kişi, film artisti veya önemli bir din adamı biçiminde görürler. Hareketlerine dikkat etmezler ve mantıksız davranışlarda da bulunurlar. Bu hastalığın gösterdiği diğer ruh hali ise bambaşkadır ve mani krizinin tam tersidir. Kişi kendini sevinçli hissedeceğine depresyona girer; normal yaşamın gerektirdiği faaliyetlere karşı olan ilgisini ve sevgisini kaybeder. Arkadaşlarından ve ailesinden uzaklaşmaya başlar, iştahı kesilir hatta normal günlük faaliyetlerden olan alışveriş veya duş yapmak gibi şeyleri de yapamaz olur. Bu durum, hastaların dışarıyla olan ilişkileri üzerinde çok kötü etkiler bırakabilir. Öyle ki sanki aranıza camdan bir duvar çekilmiş gibi insanlardan koptuğunuzu hissedebilirsiniz. Depresyon bazı ağır vakalarda, hastaları intihara sürüklemektedir. Birçok ruh hastalığı gibi iki kutuplu hastalık da tedavi edilebilir ve hastalar normal bir yaşam sürebilirler. Zaman zaman içinde bulundukları ruh halinde kutuplaşmalar görülse de kendilerini normal hissettikleri zamanlar da olabilir; işlerine devam edebilirler ve normal insan ilişkileriyle dolu bir yaşam sürebilirler. İki kutuplu hastalık hem kadınları hem de erkekleri etkilemektedir.Hastalık genellikle 20 yaşlarındaki kişilerde görülmektedir. Hastalığın çeşitli nedenleri arasında kalıtım (hastaların çocukları için risk oranı yüksektir) ve beyindeki kimyasal düzensizlikler sayılabilir. Sorun bazen de stresten ve mevsim değişikliklerinden kaynaklanır. Mani krizleri daha çok ilkbaharda, depresyon ise kış aylarında görülmektedir. |
|
17 Şubat 2024, 23:51 | #308 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ÇOCUKLARIN İYİ DAVRANIŞLARA ÖZENDİRİLMESİ
Genç bir anne akşamüstü saat beş sularında iki küçük çocuğuna oyuncaklarını yerlerine koyarak yıkanmak üzere banyoya gitmelerini söyler. Aradan 10 dakika geçer. Çocuklar hala oyun oynamaktadırlar. Anne çocuklara biraz önce söylediklerini tekrarlar ama, çocuklar bunu hiç umursamadan oyunlarına devam ederler. Nihayet sabrı tükenen anne kızar ve çocuklara bağırmaya başlar. Çocuklarla İşbirliği Danışmanlara göre bildik olan bu senaryo hergün yüzlerce evde tekrarlanıp durmaktadır. Anne baba çocuklarla işbirligini gerçekleştirmek istiyorlarsa işe çocuklar daha küçükken başlamalıdırlar. Böylece çocuklar büyüyüp de ergenlik çağına geldiklerinde daha az sorun ortaya çıkar. Bağırmak Mı , Seçenek Sunmak Mı ? Çocuklara bağırmakla onları hizaya getirmek aynı şey değildir ve istenilen sonuçları vermez. Anne baba ne kadar çok bağırırsa çocuklarda o derece umursamaz olurlar. Böylece daha da büyüdüklerinde anne babanın bağırtısını "duymamakta" uzmanlaşırlar. Danışmanlar çocuklara emir verip onların bu emirlere uymalarını beklemek yerine onlara seçenek vermenin daha olumlu olduğunu belirtmektedir. Örneğin, "Şimdi oyuncaklarını kaldırıp yerlerine koymanı istiyorum. Böyle yaparsan televizyon seyredebilirsin ama oyuncaklarını ortadan kaldırmazsan televizyon seyredemezsin' demek daha uygundur. Bu yaklaşım çocuklarla anne baba arasında işbirliğini sağlamayı ve kendi hareketleri hakkında sorumluluk hissine sahip olmalarını öğretmektedir. Oyuncaklarını büyüklerden emir aldıkları için degil televizyon seyretmeyi istedikleri için toplamış olurlar. Çocuklara büyüklerle işbirliği yapmalarını öğretmek büyüklerden aldıkları emirleri yerine getirmeyi öğretmekten daha iyidir. Çocuklara emir vermek belki 7 yaşındayken geçerli olabilir ama 14 yaşına gelmiş bir çocuğa emir vermekle iş yürümez. Aynı şey ceza ve tehditler için de geçerlidir; bu küçük çocuklar için etkili olabilir ama ergenlik çağındaki çocukları etkilemez. Saygı. Çocuklarla anne baba arasında saygının da çok önemli olduğunu vurgulayarak ana babanm çocuklarından sırf onların anne babası oldukları için saygı beklemenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını belirtmektedir. Anne baba saygı bekliyorsa herkes gibi bunu hak etmelidirler. Çocuklar anne babalarından saygı görürlerse onlar da anne babalarına karşı saygı gösterirler. Bunun en iyi yollardan biri çocuklara insan gibi muamele etmektir ve onların neler söylediklerine ve söyledikleri sözlerin ardında yatan duyguların neler olduğuna kulak vermektir. Çocuklara cevap vermeden önce onların sözlerini bitirmelerini beklemeli ve sizinle aynı fikirde olmasalar bile söylediklerine değer vermelidir. Bazı anne babalar daha bitirmeye vakit bulamadan çocukların sözlerini keserler ve çocukları dinleyeceklerine birden dönüp azarlamaya başlarlar. Çocukların karşısında adil hareket etmek, belirli bir tutumda kararlı olmak, onlara kötü çocuk olduklarını söylememek ve ne kadar kızarsanız kızın sakin kalmaya çalışmak da önemlidir. Uyum = Çözüm Böyle hareket edildiğinde ev içinde anlayışlı ve saygılı bir hava yaratılmış olur ve bu da çocukların anne babalarıyla işbirliği ve uyum halinde olmalarını sağlar. Bu, çocuklar büyüyüp de ergenlik çağına geldiklerinde hiç sorun olmayacak anlamına gelmez fakat ortaya çıkabilecek sorunlar daha kolaylıkla çözümlenebilir. |
|
17 Şubat 2024, 23:51 | #309 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ÇOK ÖZEL ÇOCUKLAR
Özürlü çocukları evlat edinecek aileleri bulmak her zaman kolay değildir ama küçük bir oğlan bu konuda çoğu çocuklara oranla daha talihli sayılır. Doğuştan beyninde bir bozukluk olan bu çocuk zihinsel bakımdan özürlüydü ve kendi ailesi ona bakamıyordu. Ancak çok geçmeden bir başka aile onu evlat edindi. Çocuk şu anda beş yaşına geldi ve kendisini evlat edinen aile ona şefkatle bakmakta devam ediyor. Engelli Çocuklar Down Sendromu, beyin felci, sağırlık ve körlük gibi özürleri olan çocukların da kendilerine bakacak ailelere gereksinimleri vardır. Bazı çocuklar zihinsel bakımdan özürlüdür. Diğerlerinin ise bedensel özürleri vardır. Bazen de çocuklar hem zihinsel hem de bedensel olarak özürlü olabilirler. Bazı kuruluşlar çocukları evlat edinecek veya evlatlık olarak alabilecek aileleri bulmaya çalışmaktadır. Zaman ve Sabır Bu çocuklarda gerçek bir potansiyel mevcuttur. Ancak onlara sabırla bakacak, zaman ayıracak ve bu çocukların diğer çocuklara oranla daha uzun zamanda gelişip büyüyeceklerini kabul edecek ailelere gereksinimleri vardır. Özürlü Çocukları Evlat Edinecek Ailenin Özellikleri Başkalarının çocuklarına kendi çocukları gibi bakacak kişilerin herşeyden önce böyle bir çocuğu kabullenmeye, sevmeye ve ona gereken ilgiyi göstermeye hazır kimseler olması gerekli. Manevi anne baba, çocuğun kendi öz ailesinin varlığını da kabul etmeli ve gerekirse çocukla öz ailesinin birbirlerini görmelerine yardım etmelidir. Manevi anne baba, ayrıca çocuğa kendisini evlat edindiklerini ve nedenlerini de anlatmalıdırlar Böylece çocuk manevi anne ve babasının yardımıyla aslını ve geçmişini bilir ve öz ailesinin neden onu başka bir aileye evlat olarak verdiğini daha kolaylıkla anlayıp ve kabul edebilir. Manevi anne babanın sakatlıklar hakkında da bilgi sahibi olması gerekir. Sakatlıklar hakkında bilgi ve deneyim sahibi olmak işe yarar. Özürlü çocukları evlat edinen bazı ailelerin ayrıca kendi çocukları da olmakla birlikte bu her zaman böyle değildir. Bazen evlat edinilen çocuğun evin tek çocuğu olması çocuk bakımından daha yararlıdır. Evli olmayan kişiler de özürlü çocukları evlat edinmektedir. Bu evlat edinilen çocuğun gereksinimlerine ve manevi anne veya babanın özel becerilerine bağlıdır. Evlat Edinme veya Evlatlık Alma Evlat edinme, bir başka kimsenin çocuğuna tıpkı kendi doğurduğu bir çocukmuş gibi devamlı bir üstlenmede bulunmaktır. Evlat edinme işlemi yasal aşamalardan geçer ve manevi anne baba çocuğun yasal anne ve babası olur. Evlatlık alma bir çocuğa bazen kısa bir süre için, bazen de yıllarca bakmayı gerektirir ama çocuğu evlatlık olarak evlerine alan anne ve baba çocuğun yasal anne babası sayılmazlar. Evlatlık olarak yerleştirilecek çocuklar için, onlara uzun yıllar bakmaya hazır olan ve mümkünse sonuçta çocuğu evlat edinme düşüncesinde olan kişiler daha çok tercih edilmektedir. |
|
17 Şubat 2024, 23:51 | #310 |
Çevrimdışı
Silver Üye
|
Yanıt: Tıp Sözlüğü
ÇÖPLERİMİZ VE DÜNYAMIZ
Süpermarketten eve gelince ne kadar ambalaj maddesini çöpe atmak zorunda kalırsınız ? Satın aldığmız sabun şeffaf kağıda sarıldığı karton kutudan mı çıktı? Bisküviler dış ambalajının içindeki plastik bir tepsiciğin içinde mi oturuyorlardı ? Alışverişinizi çıkartıp boşalttıktan sonra önünüzde bir sürü poşet birikti mi ? Çöp sorunu çevre sorunlarını daha da arttırmaktadır. Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de çöplerin güvenlikle gömüleceği yerleri tüketmek üzeredir. Her yıl ürettiğimiz çöp dağlarını eritmezsek sonunda dünyamız bir çöplüğe dönecektir. Kağıt, plastik, cam ve alüminyum gibi maddeleri yeniden değerlendirmek iyi bir başlangıçtır. Ancak çöp bidonlarımıza giden çöpleri azaltmak için hepimizin daha da fazla çaba göstermemiz gerekmektedir. Aşağıdaki öneriler size fikir verecektir: Gübre Üretmek Yemek artıklarını çöpe atmak yerine gübre yığını haline getirmenin, gübre kovasına atmanın veya bahçeye gömmenin ne kadar parlak bir fikir olduğunu söylemeye gerek yoktur. Çöpleri azaltmanın yanında, gübre üretmek ve bunu bahçede kullanmak bahçe toprağının kalitesini arttırır. Şimdiye kadar gübre üretmediyseniz hemen başlayın. Fareleri davet eden et, balık, sıvı ve katı yağlar hariç, yemek artıklarının hemen hepsi gübreye dönüştürülebilir. Kendi bahçesi olmayan birçok kişi topluma ait bahçeler için gübre üretebilir. Böylece hem taze sebze bulabilirsiniz, hem yeni arkadaşlar edinirsiniz, hem de mutfaktaki çöplerden kurtulursunuz. Bulunduğunuz yer belediyesine giderek civarınızda topluma ait bir bahçe veya gübre kullanılabilecek bir yer olup olmadığını sorun. Birşey Almadan Önce Düşünün. Süpermarkette alışveriş yaparken ambalajı en az olan seyleri seçin. Ambalaj seçimi yaparken plastik ambalaj yerine karton veya camı seçin. Bunları yeniden değerlendirmek mümkündür. Plastik şişeler içinde aldığınız ürünlerin şişelerinin altına bakarak yeniden değerlendirilebilir olmalarına dikkat edin. Alışverişe Giderken Meyve ve sebzeleri açık olarak alın. Satın aldıktan sonra da poşete koymayın. Alışverişi toptan yapın. Birçok kimsenin pirinç ve baharat gibi şeyleri toptan satın almak gibi iyi alışkanlıkları vardır. Toptan alışveriş yaparsanız atacağınız ambalaj maddesi miktarı azalır Çarşıya pazara giderken yanınıza kendi bez torbalarınızı alın. Ülkemiz her yıl artık işe yaramayan milyarlarca poşeti gömmek zorundadır. Çarşıya çıkarken nasıl evinizin anahtarını ve cüzdanınızı yanınıza almayı unutmuyorsanız kendi fıle ve torbalarınızı da yanınızda götürmeyi unutmazsanız kısa zamanda bu alışkanlığı kazanırsınız. Bazı kişiler kasaba bile kendi et kaplarıyla gitmektedir. Sokağa Çıkarken Çay Kahve Fincanınızı Yanınızda Götürün. Atılabilir bardak ve fincanlarla içilen kahve ve çay nedeniyle bir günde oluşan çöp yığınını gözünüzün önüne getirin. Düzenli olarak dışarıda kahve ve çay içen birçok kişi atılabilir bardak ve fincanları kullanmak yerine kendi fincanlarını kullanmaktadır. Çöpleri Azaltmak Elinizden geldiğince atıkların yeniden değerlendirilmesine yardım edin. Özellikle işinizin yoğun olduğu zamanlarda teneke kutuları ve kağıtları yeniden değerlendirme bidonları yerine çöp bidonuna atmak kolay gelir ama lüftfen biraz gayret edin. Unutmayın ki sağlıklı bir dünyada yaşamak için çöp bidonunu hafifletmek gerekir. Yolda yürürken sokaktaki yağmur kanallarının üzerinde gördüğünüz sararmış yaprakların, meşrubat tenekelerinin ve yiyecek paketlerinin nerede son bulacağını hiç merak ettiniz mi? Yanıtlayalım. Bu çöpler sonuçta kendilerini denizde veya nehirlerde bulacaklardır. Bu da hem çevrenin sağlığına hem de bizim sağlığımıza zarar verecektir. Atık Sular Atık sular iki değişik yeraltı şebekesiyle taşınır. Birinci şebeke, binaların mutfaklarından, banyo ve tuvaletlerinden borularla gelen kullanılmış suyu kanalizasyon fabrikalarında temizledikten sonra nehirlere ve okyanusa salan su şebekesidir. Atık suların taşındığı ikinci yeraltı şebekesi , yağmur sularının yol kanalları veya açık yerlerdeki su yollarından ve mecralardan kanalizasyona karıştığı su şebekesidir. Yağmur yağdığı zaman veya evin önünde arabanızı hortumla yıkadığınız zaman kirli su kanalizasyon yoluyla doğrudan doğruya doğal sulara karışır. Kirli su önceden bir temizleme işlemi görmediğinden yolun kenarında biriken köpek pislikleri, atılmış plastik poşetler, sigara izmaritleri, yiyecek paketleri ve kuru yapraklar sonuçta doğal suları kirletir. Halbuki evde ve sokakta alacağımız basit önlemlerle nehirlerimizi ve denizlerimizi çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara temiz ve sağlıklı olarak bırakmamız mümkündür. Önlemler > Sokakta ve parkta yerlere çöp atmayın. Sokağa attığınız çöpler sonuçta nehirlerde ve denizlerde birikebilir. Göze çirkin görünmesi bir yana, suda yaşayan canlılara da zarar verir. Denizlerde yaşayan kuşlar ve memeli hayvanlar plastik ve polistren atıklarını yutarak ölürler. Kuşlar plastik torbalara takılıp boğulabilirler. Sokakta evinizin önüne isabet eden yağmur kanallarındaki çöpleri toplayın. > Arabanızı evinizin araba yolu üzerinde veya sokakta yıkamayın. Yağmur suyu kanallarına hem pislik hem de deterjanlı su ve kimyasal maddelerin gitmesine neden olursunuz. Arabayı çimenlerin üzerinde yıkarsanız sular toprağa süzülür ve çimeni gübreler. > Boya fırçalarını evin dışındaki musluklarda yıkamayın. Zararlı kimyasal maddeler doğal sulara karışabilir. > Sokakta yağmur kanallarının üzerinde biriken kuru yaprakları süpürüp toplayın. Doğal sulara karışan kuru yapraklar çözülerek suda üreyen bakterilere yem olur. Bu da sularda balıkları öldüren zararlı nebatların büyümesine neden olur. > Köpek pisliklerini temizleyin. Parkta, sokakta, hatta evinizin bahçesindeki köpek pislikleri bile nehirleri ve denizleri kirletebilir ve zararlı bitkileri besler. Hayvan pisliklerinden suya geçen mikroplar suda yüzenlere hastalık geçirebilir. |
|
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
sözlüğü, tıp |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıtlar | Son Mesaj |
Anime Terimler Sözlüğü | Beatrice | Anime | 1 | 17 Nisan 2023 16:27 |
Bilişim Terimleri Sözlüğü | Asi Ruh | Bilgisayar ve Donanım | 22 | 11 Nisan 2023 17:27 |
Baharat Sözlüğü | Beatrice | Trend Yemek Tarifleri | 0 | 18 Aralık 2022 19:08 |
Mitoloji Sözlüğü (A-Z ~ ye) | Beatrice | Mitoloji | 0 | 04 Kasım 2022 19:03 |
Göz Hastalıkları Sözlüğü | KoJiRo | Göz Sağlığı | 0 | 11 Haziran 2022 15:19 |
TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.
TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net