TrendForum.Net - Hayat Boş mu ?

Hayat: Yaşam, dirim, Doğumdan ölüme kadar geçen süre.
Yaşam: Canlılarda, doğumdan ölüme kadar etkinliği sağlayan olgular bütünü.

Sözlüklerde en yetersiz madde belki de “hayat” tır. Sözcüğün anlamı diye yazılan, neye işaret ettiğidir. Hayatın ne olduğu sözlüklerde yer almaz. Yalnızca göstermek istediği söylenir. Yani, rüyanın ne olduğunu soruyorsunuz. Rüyada ne görüldüğü söyleniyor. Rüyanın ne olduğunu hala bilemiyoruz.

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]Hayat nedir? Bu soru binlerce yıldır, bir sürü insanın merakını çekti. Birçok düşünür, bilim insanı, bilge, yaşlı kişiler bu sorunun cevabı için yaşamlarını tükettiler. 3 bin yıl kadar önce felsefe adı altında sorularak sistematik bir sorgulama yürütüldü. O günden başlayarak filozof, bilgin, düşünür, mutasavvıf ünvanındaki kimseler hayatın ne olduğunu, hayatta ne yaptığımızı ve ne yapmamız gerektiğini sistematik biçimde düşündüler. Bugüne dek sonuçlarda pek çok açıklama vardır.

Soruyu sorabilen kişilerin genelde hiç güç sahibi olmayan, zenginlik veya mülk amacıyla yaşamayan kimseler olduğu görülmüştür. Hayatın ne olduğunu düşünenler çoğu zaman “zengin” ya da “büyük” adam olmaktan kaçmışlardır. Çünkü genelde ulaşılan sonuç, hayatın mevcut algının aksine “boş” bir uğraş olmasıdır. Hayat tamamen boş değildir. Yalnızca sanıldığı kadar “dolu” değildir. Yani yakınındakileri sömürüp, başkalarını mutsuz edecek kadar ciddi değildir. Birçok düşünce hareketi de haksızlıklara ve dolduruşlara tepki olarak doğmuştur.

“Hayat boş” diyen düşünürler aslında bunu kast eder. Hayat daha boş anlamındadır. Bir anlamı da “hayat boştur, doldurma imkanı mevcut” tur. Yani bir anlam bulamadık, demek ki anlamı oluşturmaktır. Heidegger, Sartre, Camus gibi düşünürler hayatı ciddileştiren, acılarla dolduran kapitalizm, kötülük, bencillik gibi etkileri fark ederek “saçma” olduğunu söylerler. İnsanın “mevcut düzenin saçmalığı” nı fark etmesini anlatırlar. Hayat farkına varanlar için saçma bir yer haline gelir. Çünkü geçici görüntülerimizin can acıtacak kadar gerçekleştirilmesi anlaşılamaz.

Bencillik, zenginlik, değerlilik gibi yanılgıları fark etmek insanı hayatın boşluğuna düşürür. Filozof olacak kadar merhametli olanlar “öteki” ni ezerek üste çıkmanın saçmalığını fark eder. Hayat o kadar şişirilmiş ve “öteki” ni boşaltarak o kadar doldurulmuştur ki tamamen saçma olduğu düşünülür. Halbuki hayat bir olanaktır. Diğerlerini ezmeye uğraşmayanlar için hoşluktur. Bu boş sayfayı doldurmak yerine diğerlerinin sayfalarını karalamayanlar için bir yaratıcılık imkanıdır. Ancak bunu fark edenler mutlu olur ve mutlu eder.

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]Hayatın anlamında karar kılınamaması herkes için ayrı bir imkan olduğundandır. Siz ne yapıyorsanız hayat odur. Siz bir anlam verene kadar boştur, doldurduğunuz kadar doludur. İnsan düşünmeli ki: bu boş zamanımda ne yapacağım? Başkalarına benzemek, onları geçmek, daha güzel olmak mı, yoksa mutluluk ve hoş bir anı yaşamak mı? Birçoğumuz oyunun ne olduğunu biliriz. Boş vakti doldurduğumuz güzel bir etkinliktir. Oyun oynarken diğerlerini üzmeye çabalamak, bu hoş anıyı ciddileştirmek hoşumuza gider mi? Neden hep birlikte eğlendiğimiz bir oyun olmasın? Birkaç yıl yaşayıp bilmediğimiz bir şekilde gideceğimiz bu boşlukta ne bırakacağız? Dışarıdan bakınca, kendi resmimiz üzerinde çalışırken mi görüneceğiz, yoksa başkalarının resmiyle uğraşmaktan kendimizi bile oluşturamayacak mıyız?