|
Çevrimiçi
Admin
|
Yanıt: Balık Burcu Kadını Hakkında
Balık Kadınının “Benzersiz” Olduğunun 8 Kanıtı!
Merhametin sulu gözlülük, düş kurmanın alıklık, anlaşılmazlığın Balık’lık olduğu dünyamızda, Einstein’ı kim tanır, Galilei’yi kim bilir, Hugo mu okunur? Hani şu elinizden düşürmediğiniz, yemekleri içmekleri uğruna terk ettiğiniz telefonun mucidi Graham Bell zaten alığın biri! Çağında anlaşılmayan ressamlarla, ölümünün bilmem kaçıncı yılında övgüye şayan olan yazarlarla, icatları asırlar sonrasına ışık tutan mucitlerle aynı kaderi paylaşır Balık! Öyle tılsımlı bir varlığı, bahşedilmiş yetenekleri vardır ki aklı yeteni kendine hayran bırakır!
Kimisi boya posa, kimisi ruha aşık, sen ise aşkın kendisine!
Sınırları çoktan ihlal etmiş, çizgileri evvelinden geçmiş, Zodyak’ın kazan dibi Balık, göklere en yakın kadınların diyarıdır! Bilinmezi keşfe bir adım, tılsımlı olmaya ramak kala doğmuş, birkaç küçük deneyimden sonra esaslı birer Balık olmuşlardır! Dünyada anlaşılmaz görünür, hayalleri uzaklarda örülür, aşka aşık Balık kadını hayatına buyur ettiyse, masal başlar, bu deneyime başka hiçbir yolla ulaşılmaz! Bir daha dünyada hazzın doruğu kırıntı, keyfin en yücesi jenerik kalır! Balık’ın aşkı, cennetin etüdü gibidir!
Fizik dünyada herkes yaşar, fantezi dünyasına Balık olmayan giremez!
Neymiş efendim anlaşılmazmış, dünyalı gibi değilmiş! Milyarlarca insan dünyanın trafiğinde birbirinizi eziyorsunuz, kapitalizmin girdabında hop oturup hop kalkıyorsunuz da elinize ne geçiyor acaba? Tabi ya para! Balık parayı pul eder, düş dünyasının huzurunu, ruhsal tatminini, zihninin dışında mumla arasa bulamaz! Balık istediğinde sıkıcı söyleşilerinize, borsa günlerinize, dedikodu nöbetlerinize katılır da kapılarını sonuna dek açsa, mumlu davetiyeler yollasa siz onu kafasına erişebilir, huzurundan bir nefes çekebilir misiniz orası meçhul!
Büyülü bakışlarının yanında hipnoz da neymiş!
Fantastik romanların rüzgarda beyaz elbisesi uçuşan esas kadını, mistik maceraların allı pullu deniz kızı Balık, gözlerinin büyüsüyle büyüler, bakışlarında kaybeder! İçinde derin manalar, bambaşka öyküler, sonsuz keyifler besleyen ruhu, gözlerinden okunur! Bir bakan, o ana dek hafızasında yer eden tüm bakışları zihninden siler, sonsuza dek bu bakışların hapsinde yaşamak için elinde olsa kendini feda eder!
Ne geçmişe takılır ne geleceği iple çekersin, bugünün tadını en güzel sen çıkarırsın!
Sorumluluklar yüklenip, tamamlanacak görevleri üstüne mal edip, kafasını işe, işini kuma gömüp, yaşamın getirdiği sürpriz kırıntısını kaçırmaz! Geçmişin acısını da mutluluğunu sırtına yük, yanına fazlalık etmez. Henüz gelmemiş günler için ah çekmez, hayallerini tüketmez! Yeni deneyimler için kapılarını hep aralık tutar, monotonluktan nefret eder! Elinde olanı büyütmeyi, süsleyip çoğaltmayı, hayatına renk katmayı becerir! Balık şimdiyi keyfinin doruklarında, hislerinin derinlerinde yaşar! Anın tadını çıkarmayı iyi bilir! Hayallerini kırılacak yarınlara koymaz, kırık hayallerini ceplerine doldurup canını acıtmaz!
Eller para için ruhlarına alıcı arar, sense duru bir suyla elinin kirine kattığın paraları saçarsın!
“Hep didineyim, çok çalışayım, biraz annemden destek alır, dedemin mirasını da harcına kararsam, boğazda yalımı, son model arabamı da alırsam, mutlu bir evlilik birkaç da çocuk yaparsam, parkuru tamamlamış, görevimi sonlandırmış, tüm hayallerimi gerçekleştirmiş olurum!” diyenlerden kilometrelerce ötede, bir ağaç altında yatıyor olabilir Balık! Dünyevi hazları fasulyeden sayar, ruhunu beslemenin peşine düşer! E ruh mamaları da malum market raflarında bulunmaz, parayla satın alınmaz! Balık’ın bucaksız zihni, uçsuz hayalleri yanında multi milyarları olsa işe yaramaz!
Dünyada durmaksızın ağlanacak kadar çok kötülük varken, Balık’a ağlak diyen merhametsizler utansın!
Elinden mendili, dilinden ağıtı eksik olmaz, salyası sümüğüne karışır, Balık dediğin hep ağlarmış! Mübalağanın böylesi! Ayağı incinmiş kedi görsün, evsiz kalmış bebek, genç yaşında apansız hastalığa tutulmuş bir melek… içi burulur, yüreği sızlar; ağlamasın diyenler utansın! Balık derdi paylaşmayı, aman diyene el uzatmayı, yaşamın sonsuzluğunu ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayı bilir! Gönlü cömert, merhameti sonsuz, gözyaşı kıymetli ve iyileştiricidir! Öyle sahnelerde ağlayıp alkış toplayanlardan değil, yaşlarını vicdanına katıp, yardım eli olanlardandır!
Sen mantıklı olursun da onlar sezgisel olabilir mi? Hodri meydan!
Büyülü gözleri baktığının ardındakini görür, zihinsel gücü hissinden ötesini bilir! Rüyaları gündeliğine seslenir, uyanık düşleri mesaj verir! Balık dünyaya gaipten haber getirir! Dur dediğinde beklenir, koş dediğinde taksi tutup önden gidilir, olacak dediğinin rötar yaptığı, gidecek dediğinin durup beklediği görülmez! Dünyadaki saatler hayra geçmez, uzakta geçen saatler de boşa gitmez! Dünya mesainde gerekeni yaparsın da fazlasına bulaşmazsın! Malum düşlerin seni bekler!
Şefkatli ellere kedi gibi sırnaşır, oyuncu afacanlıklarınla kendine bağlarsın!
Kimisi kükremesiyle övünür, kimisi göz dağının yücesiyle, Balık öyle yumuşak sevilir ki, kendini sevdirişiyle huzur verir! Yavru kediler olur ya hani, dünyaya yabancı! Isırıyor sanırsın gıdıklar, tırmalamaz koşar yakalar, taklalar mı istersin iki ayak üstünde şovlar mı? Dilini bilmezsin gözünden anlarsın sevgisini hani! Balık da öyle, başka bir dil konuşur ama duygusu zihninde canlanır, sevmelere doyamaz, yokluğuna dayanamazsın! Afacan kedi, nasıl da sevdirir kendini!
Toplum tarafından kendi çağında anlaşılamamış dev bir sanatçısın!
En romantik şiirlerin kalem tutanı, duyguların izahında çığır aşmış şarkıların bestekarı, dev tuallerde dans eden boyaların cambazı, akla gelmeyen senaryoların metin ustası Balık, zihnine sığdırdığı koca evreni, gözlerine iliştirir, baktığı bir sanat olur, konuştuğu ayrı sanat! Elini sanatın hangi dalına atsa bambaşka bir akım başlatır, yeni oluşumların ev sahibi olur! Bakkala su almaya yollasan, köşe başında sanat akımı başlar, kutsal su yok satar! Ama hangi dev sanatçı anlaşılmış ki çağında, ancak öldükten sonra!
|