|
xena kullanıcısının gönderdiği mesajdan alıntı
|
|
Aynen pusu da herseyi birbirine kattılar, sürükleyici bir tarafı olmadı ilk ve sonuna kadar izlediğim tek dizi idi.
|
Pusu bence İskender Büyük öldükten sonra bitti, diziyi taşıyan anti-kahraman karakter İskender'di ve adamı antipatik yapmaya çalışırken aslında izleyici onu sevmişti. Çünkü taraflı bir kurgu da olsa o dönem FETÖ kumpaslarının karşısında ulusalcı kanadı temsil ediyordu.
Pusu'nun sonlarına doğru Masonlar (Tapınakçılar/Illuminati vs.) tekrar anlatılmaya başlandı ama bir orijinal Vadi'deki 74. bölümde Karahanlı'nın öldürülme sahnesindeki masonik ayine ve yine o bölümlerde organizasyonun ne kadar profesyonel simgelendiğine bak bir de Pusu'daki dandik Mason kurgusuna, Cahit denen oyunculuk yeteneği yoksunu adamı başımıza James Bond yapıp, içlerine sızıp hepsini tek başına öldürüyordu. Pusu sonlarına doğru iyice Cüneyt Arkın filmlerine döndü, oysa Kurtlar Vadisi'ni Kurtlar Vadisi yapan yegane şey gerçekleri tarafsız anlatma kaygısının yanı sıra kurgusunun gerçekçi oluşuydu. Mesela yine orijinal vadide Polat bir bölümde Cerrahpaşalıların ağzında jiletle gözaltında yan yana düştüğü adamı zor dövmüştü, Pusu'da mermiye kafa atıyor, roketten başını çevirerek kaçıyor falan...
Son dediğim sahne:
Şu kalite nerede, Pusu'daki 4 kişi Amerikan üssü bastıkları saçma sapanlık nerede.