Forum Logo




Dini Hikayeler

Dini konuların yer aldığı forum.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Oluştur Yanıtla
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 22 Temmuz 2022, 08:17   #1
Çevrimdışı
Saygın Üye
Dini Hikayeler




Dini Hikayeler
Www.TrendForum.Net

Ben sana nimetim, sen bana :

Hifâ Hâtun’a ve Hz. Süheyb’e çok duâ etti. Eshâb-ı Kirâm da, Hifâ Hatun’un bu asil davranışını çok övüp, Allahü teâlâya hamd ettiler. Süheyb hazretleri ve Hifâ Hâtun kalkıp, konağa gittiler.
Yemekten sonra, gece vakti Hifâ Hatun; Hz. Cebrâil’in müjdesi!..
-Ey Süheyb! İyi bil ki, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin (sıkıntı veren). Sen bu nimete şükür, ben bu mihnete sabır için, gel, bu geceyi ibadet ve taatle geçirelim. Sen şükür ediciler, ben de sabır ediciler sevabına kavuşalım. Çünkü Resûlullah efendimiz; “Cennet’te yüksek çardak vardır. Burada yalnız şükür edenler ve sabır edenler bulunur” buyurdu, dedi.
Zifaf gecesi ikisi de Allahû teâlâya karşı ibâdet ve taatta bulundular...
Süheyb (radıyallahü anh), Mescide geldi. Cebrâil (aleyhisselam) geceki durumdan Resûlullah’ı haberdar etti. Cennet ve Cemâl-i ilahi ile müjde verdi. Resûlullah da;
-Ey Süheyb, geceki halini, sen mi anlatırsın, ben mi söyleyeyim? buyurunca Hz. Süheyb;
-Yâ Resûlallah siz söyleyiniz, dedi. Peygamber efendimiz;
-Siz Cennetliksiniz ve Allahü teâlâyı göreceksiniz, müjdesini verdi.
Süheyb sevincinden ve Allahü teâlâyı görmek ve O’na kavuşmak aşkından secdeye kapanarak şöyle dua etti:
-Ya Rabbi! Eğer beni mağfiret ettiysen, günahlara bulaşmadan ruhumu al!

Öyle bir aşk ki!..
Allahü teâlâ, onun bu duâsını kabul ederek, secdede ruhunu aldı. Eshâb-ı Kirâm bu duruma ağladı. Resûlullah,
-Size şimdi daha da şaşacağınız şeyi söyleyeyim mi? Hifâ Hatun da şu anda ruhunu Hakka teslim ettti, buyurdu.
Her ikisinin de namazını kılarak yan yana defnettiler. Başları ucuna iki tahta diktiler. Tahtanın birine;
“Bu Allahü teâlânın nimetine şükredenin kabridir” diğerine de;
“Bu Allahü teâlânın mihnetine sabredenin kabridir” diye yazdılar.
İşte, Eshâb-ı kirâm’ın Allahü teâlâya karşı aşkları ve Resûlullah’a karşı bağlılıkları bu kadar kuvvetliydi...
__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 22 Temmuz 2022, 08:18   #2
Çevrimdışı
Saygın Üye
Yanıt: Dini Hikayeler




Abdullah ibni Mübârek

Abdullah ibni Mübârek, Emevî halîfelerinden Hişâm bin Abdülmelik devrinde 736 (H.118) yılında Merv’de doğdu. 797 (H.181) senesi bir gazâ dönüşü, Bağdâd yakınlarındaki Hît adlı yerde vefât etti. Türk asıllıdır... İlk tahsîlini, Merv’de yapan Abdullah ibni Mübârek tahsîl için Bağdâd, Basra, Hicaz, Yemen, Mısır, Şam gibi ilim merkezlerine gitti. Bağdâd’da büyük âlimler ve evliyâ ile görüştü. Onların ders ve sohbetlerinden faydalandı...
İmâm-ı A’zam’ın talebesi
Abdullah ibni Mübârek, Hammâd bin Zeyd, Evzâî, Süfyân-ı Sevrî, Süfyân bin Uyeyne, Mâlik bin Enes gibi âlimlerden hadîs-i şerîf okudu. Dört bin kişiden hadîs-i şerîf dinledi. Bunlardan yalnız birinden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de büyük âlimler rivâyette bulundular. Hocalarının önde gelenleri arasında İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe rahmetullahi aleyh de vardı. Fıkıh ilmini ondan öğrendi. İmâm-ı A’zam vefât edince, İmâm-ı Mâlik’in derslerine devam etti ve ilimde yüksek bir dereceye ulaştı.
İlim tahsîlinden sonra tekrar Merv’e döndü. İlmi, edebi çok olup, az konuşmak âdeti idi. Geceleri ibâdet ile geçirirdi. Sözü senetti. Emânete pek riâyet ederdi. Şam’da birinden aldığı kalemi unutup veremeden Merv’e gelmişti. Kalemi sâhibine vermek için Merv’den tekrar Şam’a gitti...
Peygamber efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem görüp sohbetlerinde bulunma şerefine kavuştukları için Eshâb-ı kirâmın üstünlüğünü anlatır ve;
“Hz. Muâviye’nin, Resûlullah’ın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîz’den bin defâ üstündür” buyururdu...

“Başımı toprağa koy!”
Abdullah bin Mübârek vefâtı esnâsında, âzâdlı kölesi olan Nasr’a; “Başımı toprağa koy!” dedi. Nasr ağladı. “Niçin ağlıyorsun?” deyince; “Senin iki varlığını, servetini ve şimdi de yoksul olarak ölümünü görüp ağlıyorum” dedi.
İbn-i Mübârek; “Ağlama. Zîrâ ben, Allahü teâlâdan zenginler gibi yaşamamı ve yoksullar gibi ölmemi istedim. Sonra sen, bana şehâdeti telkîn et ve ben başka bir söz konuşmadıkça da onu terk etme” buyurdu.
Vefât ânında gözlerini açtı, güldü ve meâlen; “Amel edenler, bu ebedî nîmete kavuşmak için çalışsınlar” (Sâffât sûresi: 61) âyet-i kerîmesini okudu ve ruhunu teslim etti.
__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 22 Temmuz 2022, 08:19   #3
Çevrimdışı
Saygın Üye
Yanıt: Dini Hikayeler




Âhiret kazancının sermayesi

Câfer bin Ahmed es-Serrâc, Bağdât velîlerinden olup, on birinci yüzyılda yetişen hadîs, fıkıh âlimidir. 1026 (H.417) senesinde Bağdat’ta doğdu, 1106 (H.500) senesinde Bağdât’ta vefât etti. Kabri, Bâb-ı Ebrûz denilen yerdedir. NURDAN KÜRSÜLER ÜSTÜNDE...
Bu mübarek zat, bir sohbetinde buyurdu ki:
“İnsanlar, velîlerin büyüklüğünü anlamıyorlar. Onlara câhil diyorlar. Allahü teâlâ mazlûm olan o büyüklerin yardımcısıdır. Onlar akıl sâhibi, ileriyi gören kimselerdir. Naîm cennetlerini bu büyük zâtlar dolduracaklardır. Orada nûrdan kürsüler üzerine oturacaklar, kendilerine sayısız nîmetler verilecektir. Cennet’te ‘Feyyân’ adında bir nehir vardır. Orada âlimler ve velîler, Muhammed aleyhisselâmın etrâfında toplanacaklardır. İslâm âlimleri ve velîler, Muhammed aleyhisselâmın vârisleridir.”
Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin hallerini ve sözlerini anlatırken de şöyle buyurdu:
“Zünnûn-i Mısrî bir gün erken bir vakitte Abdullah bin Mâlik’in kabrine gitti. Kabristanda yüzü örtülü bir kişi gördü. Biraz sonra o şahsın Sa’dûn olduğunu fark etti. Ona; ‘Ey Sa’dûn, gel birlikte şu bedenlerimiz için ağlayalım’ dedi. Sa’dûn, Zünnûn-i Mısrî’ye; ‘Allahü teâlânın huzûruna nasıl ve ne yüzle gideceğimize ağlamak, bedenlerimiz için ağlamaktan daha lâyıktır. Keşke bu bedenler kabirde kendi hâline çürümeye bırakılsaydı da, hesap vermek için diriltilmeseydi. Eğer sen Cehennem’e girersen, başkasının Cennet’e girmesi sana fayda vermeyecektir. Eğer Cennet’e girersen, başkasının Cehenneme girmesi de sana bir zarar temin etmeyecektir. Ey Zünnûn! Kıyâmet günü amel defterleri açıldığı zaman, O’na nasıl cevap vereceğiz! O bunu söylerken; ‘Yardım et yâ Rabbî’ diye bağırdı. Bu sözleri işiten Zünnûn-i Mısrî bayılıp yere düştü. Ayıldığı zaman Sa’dûn’un elbisesinin kolu ile kendi yüzünü sildiğini fark etti.

“ONLARA YAZIKLAR OLSUN!..”
Zünnûn-i Mısrî, Allahü teâlânın sevgisiyle dolu olanları şöyle anlattı:
“Onlara, Allahü teâlânın sevgisi içirilmiştir. Kalplerindeki nefsin arzu ve istekleri, günahların kötü âkıbetlerinin korkusu ile ölmüştür. Âhiretteki çeşit çeşit, bitmez tükenmez nîmetleri kaybetme korkusu, onlara bu dünyânın geçici zevk ve lezzetlerini unutturmuştur. Onlar kalplerini, her türlü riyâ, gösteriş, hased, kin gibi mânevî kirlerden temizlemişlerdir. Onların kalbleri, Allahü teâlânın rızâsına kavuşma gayretindedir.”
Câfer bin Ahmed es-Serrâc, vefatına yakın günlerde talebelerine buyurdu ki:
“Evliyaya muhabbet, dünya ve ahiret kazancının sermayesidir. Bu sermayeden mahrum kalana yazıklar olsun!”
__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 22 Temmuz 2022, 08:21   #4
Çevrimdışı
Saygın Üye
Yanıt: Dini Hikayeler




Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan

Uzun Hasan, Akkoyunlu Hükümdarıdır. 1423 yılında Diyarbakır’da doğdu. Akkoyunlu hükümdarı Ali Bey’in oğlu Cihangir, babasının ölümü üzerine tahta geçmişti. Uzun Hasan, kardeşi Cihangir’in emri ile yaptığı askerî mücadelelerden sonra, giderek güçlendi ve kardeşi Cihangir’i başkentten uzaklaştırarak Akkoyunlu hükümdarı oldu... PAPALIKLA İŞ BİRLİĞİ YAPTI!..
Uzun Hasan ülkesini Gürcistan, Suriye ve Azerbaycan yönünde genişletmek için harekete geçti. Karakoyunlu Hükümdarı Cihan Şah’ı yenilgiye uğrattı. Giderek güçlenen Akkoyunlu ülkesi, Horasan dışında bütün İran’ı, Ermeniye’yi ve Mezopotamya’nın önemli bir kısmını kapsıyordu. Uzun Hasan bundan sonra Osmanlılarla mücadeleye girişti. Karamanoğlu Pir Ahmed ve Kasım Beylere yardım ederek onları Osmanlılar aleyhine kışkırttı. Avrupa devletlerinden, Osmanlılara karşı kullanılmak üzere malzeme ve yardımcı kuvvet istedi. Venedik, Papalık, Cenova ve Karamanlılarla ittifak yaptı...
Akkoyunlu kuvvetleri 1472’de Tokat’a baskın yaptılar. Ayrıca Akkoyunlu kumandanı Yusuf Mirza, Kayseri, Karaman, Hamideli yörelerini ele geçirdi.
Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmed Han, doğuda Osmanlı için tehlikeli duruma gelen Uzun Hasan’ı ortadan kaldırmaya karar verdi...
Uzun Hasan, büyük bir devlet adamı ve kumandan olmasına rağmen, Osmanlı Sultanı Fâtih ile mücâdeleye kalkışması tâlihsizliğidir. Osmanlı Ordusu’nun değerini ve kudretini hesap etmemişti. Türk Hakanı Fatih’in karşısına çıkmak gafletini gösterdi. Osmanlı ve Akkoyunlu kuvvetleri 11 Ağustos 1473’te Otlukbeli’nde karşılaştılar...

“OSMANLIYLA ASLA SAVAŞMAYINIZ!”
Osmanlı topçusu tarafından kuvvetleri bozguna uğratılan Uzun Hasan İran’a çekildi. Fatih, Akkoyunlu ordusunu, aynı dinden ve kandan olduğu ve cesaret ile harp edeceği için takip ettirmedi. Allah’a olan şükranını ifade için kırk bin esiri azat etti...
Akkoyunlular Devleti’nin merkezini Tebriz’e naklettiler. Yalnız, iç karışıklıklar iyice alevlendi. Bu karışıklıklar, devletin yıkılmasına kadar devam etti...
Bu yenilgi Uzun Hasan’a iyi bir ders olmuştu. 7 Ocak 1478 senesinde, Tebriz’de vefat etmeden önce oğullarına şu vasiyeti yaptı:
“Osmanoğulları ile asla muharebe etmeyiniz.”
__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 22 Temmuz 2022, 08:22   #5
Çevrimdışı
Saygın Üye
Yanıt: Dini Hikayeler




Allah demenin hesabı olur mu?

Abdülkadir Geylâni hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Künyesi, Ebû Muhammed’dir. “Gavs-ül-a’zam”, “Kutb-i Rabbânî”, “Sultân-ul-evliyâ”, “Kutb-i a’zam” gibi lakabları vardır. İran’ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost’tur. Hazret-i Hasan’ın oğlu Hasan-ı Müsennâ’nın oğlu Abdullah’ın soyundandır... “ONUN HÜRMETİNE KURTULDUM”
Abdülkadir Geylâni hazretleri duâsı makbûl bir zat idi. Bağdad halkından biri ona gelerek; “Babam sizleri seven biriydi. Vefat ederken bana bunu söylemişti. Dün rüyâda azâb içerisinde gördüm. Bana Şeyh Abdülkâdir’e git, bana duâ etsin. Belki Allahü teâlâ beni azapdan kurtarır” dedi. Bunun için sana geldim. Babama duâ ediverin de azaptan kurtulsun” dedi. Abdülkâdir Geylânî hazretleri sükût buyurdu. Bir şey söylemedi. O şahıs ikinci gece babasını rüyâsında yeşil bir cübbe içerisinde neşeli neşeli görünce hayret edip; “Baba, dün azâb içindeydin, bugün ise neşelisin. Sebebi nedir?” diye sordu. Babası; “Şeyh Abdülkâdir bana duâ etti. Allahü teâlâ onun duâsı hürmetine beni azaptan kurtardı” dedi...
Abdülkadir Geylâni hazretleri bir mecliste vaaz ediyordu. Bir ara öylesine derin mevzulara girdi, öylesine esrarlı şeyler söyledi ki, cemaat kendinden geçer gibi oldu. İşte bu sırada kubbeyi çınlatan bir ses işitildi: “Allah!” diye feryad ediyordu biri. Abdülkadir Geylânî hazretleri durakladı. Sonra, “Allah!” diye feryad eden adama doğru dönerek şöyle dedi:
“Allah’ın huzuruna vardığında, bu ‘Allah’ demenin hesabını vereceksin!” Kimileri anladı bunun mânâsını, kimileri de anlamayıp hayretle sordu:
“Bu nasıl iş? Allah demenin de hesabı olur mu?” O mübarek izah etti durumu:

RUHUNU TESLİM ETTİ...
“Evet, bu ‘Allah!’ feryadının da hesabı vardır. Bakalım kalbinden mi dedi, yoksa ağzından mı? İrâdesi dışında mı oldu, yoksa bir maksada müteveccih mi? Yani, bununla itibar kazanıp menfaat elde etmek mi var niyette? Yoksa Allah için mi? Evet, mesele burada; ihlâsla mı attı nârayı, yoksa gösteriş için mi?..”
Abdülkadir Geylâni hazretlerinin bu söylediklerini nara atan adama bildirdiler. Bunları duyunca tekrar “Allah” diye bağırdı ve yere düştü. Baktılar ki ruhunu teslim etmiş..
__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Yanıt

Yanıtla

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
dini, hikayeler


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Dini liderlerden Joe Biden'a İran çağrısı: Nükleer anlaşmaya dön KoJiRo Dünyadan Haberler 0 25 Haziran 2022 08:29
Aşk || İslam Dini ve Aşka Bakış DeepSilence Trend Ansiklopedi 0 31 Mayıs 2022 14:54
Yemin ne demektir, dinî hükmü nedir? mamihlapinatapai İslam ve Din 0 06 Mayıs 2022 13:15
Kurbanın dinî dayanağı nedir? mamihlapinatapai İslam ve Din 0 06 Mayıs 2022 13:00
2023 dini günler mamihlapinatapai İslam ve Din 0 06 Mayıs 2022 05:16




TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.


Powered by vBulletin® Version 3.8.7   Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.

TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net