Forum Logo




Herkes biraz takıntılı mıdır: Zihninizde hiç susmayan o sesle nasıl barışabilirsiniz?

Kişisel Gelişim ile ilgili tüm konulara buradan ulaşabilirsiniz..


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Oluştur Yanıtla
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 10 Kasım 2022, 13:55   #1
Çevrimdışı
Banlı Üye
Herkes biraz takıntılı mıdır: Zihninizde hiç susmayan o sesle nasıl barışabilirsiniz?




Herkes biraz takıntılı mıdır: Zihninizde hiç susmayan o sesle nasıl barışabilirsiniz?
Www.TrendForum.Net

Siz de hazır cevap olamayanlardan mısınız? Mesela bazıları vardır, bir konuşma, bir tartışma sırasında öylesine hızlı ve net bir şekilde cevaplar ki karşısındakini, tartışma bittiğinde iki tarafın da duyulmadık, söylenmedik sözü kalmamış olur.

Kesintisiz, doğal akışı olan bir pinpon maçı gibi seyredersiniz.
Bazılarıysa olay anında ne söylemek istediğini bilemez, bilse de bir araya getirip kendini istediği şekilde ifade edecek cümlelere dökemez. Adeta hızlı akan bir nehrin akışına kapılır, yer yer kayalara tutunarak yolunu belirler, yer yer akıntı yönünde savrularak akar, gider. Ne zamanki nehirden çıkılır, konu kapanır, muhatap artık karşısında değildir, o meşhur an gelir. Söyleyecekleri sonradan aklına gelmiş kişinin pişmanlık cümleleri: “Ah neden böyle demedim?” “Şöyle dediğinde yapıştıracaktım cevabı.”

Tabii bu durum her zaman söylenememiş olanların pişmanlığı üzerine işlemez. Bir de şüphe vardır ki içi kemiren, o da bambaşka bir macera: “Hakkımda neden böyle düşündü?” “Bana nasıl böyle bir şeyle gelebildi, beni tanımıyor mu?” “Ben öyle birisi miyim?”

Bu döngü bir kez başladı mı içinden çıkmak pek de kolay olmaz, en iyi yaşayan bilir. Aslında olay anında çözemediğimiz bir konuyu çözmek, sonuca ulaştırmak ve zihnimizin ajandasından çıkarmak gibi masum bir niyetle başlayan işleyiş, kısır döngüye girdiği andan itibaren sürekli tekrarları ile kişiyi stres sarmalına sokar.

Geçmişin geri getirilemeyeceği gerçeği bir yanda dururken, diğer yanda zihinde türeyen düşünceler çoğunlukla zaten çözüm odaklı değildir. Yaşanan olayın neden kendisinin başına geldiğini, bir daha gelirse bu konuda ne yapması gerektiğini, geçmişte yaşanan başka bir olayla benzerlik gösteriyorsa şayet sarmalın ikiye katlanmış hali ile neden sürekli benzer şeyler yaşadığını düşünmeye başlayan kişinin zihnindeki meşguliyetin, aslında gerçekte olanı çözmekle bir bağı kalmaz. Düşüncenin bizzat kendisi, esprili bir dille tarif edersem eğer, bağımsızlığını ilan etmiş, hayatta kalmaya çabalıyordur artık. Bunun sonucunda, zamanından, yaşam zevkinden çalınan, zihninin önemli bir kısmı sürekli tekrarlayan düşüncelerle bloke olmuş bireyin stresi ve stresin hem fiziksel hem zihinsel negatif etkileri tetiklenmiş olur.

Bu durumun psikolojideki adı ruminasyondur. Kişinin geçmişte kalmış bir problemi çözmek bahanesiyle, aslında gerçek bir aksiyon almadan konuyla ilgili durumunu, olası sebeplerini ve sonuçlarını tekrarlar halinde sürekli düşünmesi ve hatta etrafındakileri bunaltana dek her ortamda gündeme getirmesi olarak tarif edebiliriz bu hali.



Hepimiz farklı sebeplerle geçmişi biraz düşünürüz. Bu doğaldır. Bazen olan durumu anlamlandırma çabasıdır bu, bazıları için haklı olmak önemlidir ve bunun için bir güvence arayışı vardır, bazı insanlar sorun her neyse gelecekte tekrar etmesinden endişe ettiği için özellikle çözmek isterler, bazıları için sadece onaylanma hissini yaşamış olmak bile bu döngüye en başında girmelerini engelleyebilir. Her bireyin kendi önem derecesine göre bambaşka “keşke”leri vardır. Tüm bunların dozajı günümüzü, geleceğimizi, hayata bakışımızı, özetle yaşamlarımızı ne kadar etkilediği derecesinde önemlidir. Ruminasyonun gündelik hayattaki adı takıntılı veya kafada kuran olabilir.

Kafaya takma süresi arttıkça günlük yaşantıda önem teşkil eden konulara odaklanmak zorlaşabilir. Çözüme yönelik olmayan, kendini tekrar eden bu düşünceler çıkış noktasında bir değişiklik yaratmadığından, sorun edilen konu daha da büyüyecek ve negatif etkisi daha da artacaktır. Zamanla gelen yorgunluk ve yaşam akışında pozitif şeyleri fark edemeyecek kadar bir konuya takılı kalmış olmak hayata karşı negatif, daralmış bir algı oluşturup yeni konular için de ruminasyon döngüsüne girme tehlikesini oluşturacaktır.

İyi haber şu ki dikkati takıntı konusundan uzaklaştıran aksiyonlar alarak algı yönünü değiştirmek ve düzenli uygulanan meditasyon bu döngüden çıkmayı ve zihnin bu döngüyü yaratma eğilimini bırakmasına katkı sağlayabiliyor. Hatta bilimsel araştırmalar, özellikle meditasyon uygulayanların daha yüksek oranda olumlu sonuçlar aldığı sonucunu destekliyor.

Beyin tarama yöntemi ile yapılan araştırmalar meditasyon yapan kişilerin yeni düşünme biçimleri inşa edebildiklerini göstermiş. Tüm bu kafada kurma, bir konuya takılı kalma döngüsünü başlatan pişmanlığın ortaya çıkardığı suçluluk, kendini eksik, yetersiz, kabul görmemiş, anlaşılmamış hissetmek gibi duyumların, özellikle meditasyon sayesinde kendimize karşı şefkat hissetmemize olanak sağlayan, kendimizi affetmemize kapı açan kısmında güçlenme oluşturduğu ortaya çıkmış.

Beyinlerimiz deneyimlerine bağlı olarak değişebilir ve dönüşebilirler. Daha önce hiç meditasyon deneyimi olmayan veya birkaç kez meditasyon yapmış ve o vadedilen huzuru kolaylıkla yaşayamayıp vazgeçenlerdenseniz eğer, devam eden satırlar belki biraz daha fazla ilginizi çekebilir.

Takıntı çarkına girmiş düşüncelerinizden yorulduysanız ve meditasyondan destek almak istiyorsanız, bir anda huzurlu bir hal içine girip sakinleşemeyebilirsiniz. Ancak meditasyon sayesinde çamura saplanmış bir araba lastiği misali üzerinde patinaj çektiğiniz konunun size kendinizi ne kadar kötü hissettirdiğini fark edebilirsiniz.

Bu farkındalık sözde çözüm arayışı ile bataklığa daha fazla saplanırken, hayatınızın diğer alanlarına da çamur sıçramasını önleyebilir. Belki bir anda mükemmel hissetmeyebilirsiniz, ancak farkındalıklı meditasyon sizi stresten uzaklaştırıp direncinizi artırırken kendinize karşı daha anlayışlı, şefkatli ve affedici bir tavır sergilemenizi sağlayabilir.

Düzenli meditasyon ile sizi o kısır döngüye sokan durumlarla, dış faktörlerlerle, tavırlarla, düşünce biçiminizle tanışabilirsiniz. Tanıdığınız şey artık düşmanınız olmaktan çıkabilir, değiştirilebilir, yerine yenileri konabilir olur.

Kendinizi o anlarda yakalamak kolaylaştığında, bedeninizde nasıl hislere sebebiyet verdiğini de gözleyebilir, zihninizle beraber bedeninizdeki gerginlikleri yumuşatma şansını da yakalayabilirsiniz. Tüm bunlar sayesinde en yüksek seviyesine ulaşmadan azalan stres, daha pozitif bir bakış açısını, yaşam deneyimini, kısacası ruminasyona zıt yönde olumlu, pozitif bir hali peşinden getirebilir.

Farkındalıkla görmek, yaşantımın her alanında en büyük destekçim. Ben dikkat vermeyi seçtikçe, keyifle, sürekli devam edeceği kesin bir yolculuk. Amacı ne zihni boşaltmak, ne de düşünce üretmek. Tam farkındalık; eylem ya da düşünce yoluyla şimdiki zamandan kaçınmadan ya da onu değişikliğe uğratmaya çalışmayı dilemeden yaşama halidir.



Bu yaklaşım dünyayla ilişkinizi kökünden değiştirebilir. Bu sayede size acı veren şeylerin etkisini azaltıp sevinçlerinizi, neşenizi yükseltebilirsiniz. Eğer enerjinizin düşük frekansta titreştiğini hissediyorsanız, yorgun, yaşam hevesi kırılmış, öfkeli, tükenmişseniz… Odaklanma ve zaman yaratmak sizin için sorunsa… Sizi rahatsız eden acı ve günlük olaylarla başa çıkmak zorlaştıysa… Zihninizin içi sürekli düşüncelerle kalabalıksa… Sakinleşip hoşça vakit geçirmeye, yaşadığınız anın tadını çıkarmaya, enerji seviyenizi yükseltmeye ihtiyacınız varsa…

Hazineni Fark Et, kadim yoga yaşam felsefesi başta olmak üzere bakmak yerine görme halini yaşatacak içeriği, tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen bilgilerin, özenli bir harmanı.
Günlük yaşantınıza kolaylıkla katabileceğiniz meditasyon teknikleri, nefes egzersizleri, bakmak ve görmek arasındaki farklı deneyime kapı açan görsel içeriği ile bu eğitim;
Stres, acı ve günlük yaşamın zorluklarıyla daha rahat baş etmenize,
Rahatsız edici olaylarla zarafet ve sakinlikle başa çıkmanıza,
Bu anda tam olarak mevcut ve canlı olmanıza,
Terapötik etkileri ile stresin beden duyumlarınızdaki huzursuzluk veren etkilerinin azalmasına katkı olmak amacıyla tasarlandı.
 
Alıntı ile Yanıt

Yanıtla

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
barışabilirsiniz, biraz, herkes, hiç, mıdır, nasıl, sesle, susmayan, takıntılı, zihninizde


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Biraz Nostalji: JavaScript Tabanlı Windows 95 Uygulaması Geliştirildi KoJiRo Teknoloji Trend Haberleri 0 23 Ekim 2022 10:58
Duyunca rahatsız olduğunuz sesle? Beatrice Kafamıza Göre 13 30 Eylül 2022 14:28
Biraz politik biraz protest Er Şaban Feeds 1 03 Ağustos 2022 21:49
Facu Campazzo: “NBA’e Takıntılı Değilim, Hiçbir Kapıyı Kapatmıyorum” KoJiRo Basketbol 0 26 Haziran 2022 16:21
İsrail mahkemesi, Yahudilerin Mescid-i Aksa'da yüksek sesle ibadetine onay verdi KoJiRo Dünyadan Haberler 0 23 Mayıs 2022 21:50




TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.


Powered by vBulletin® Version 3.8.7   Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.

TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net