Ramazan Günlüğü 6., 7. - 8. Bölüm

Ramazan Günlüğü 6., 7. - 8. Bölüm

3 günlük aradan sonra.
====


Ayçelen ve ailesi Ramazan davulcusunun çaldığı sese uyanırlar. Herkes odasından çıkar ve mutfağa doğru yol alırlar. Aslıhan, sahurda yiyecekleri yemekleri ve içecekleri hazırlarken, Ertuğ ve Ayçelen mutfak masasında yer alan sandalyelerde otururlar. Bu aile kendi aralarında havadan sudan konuşuyorlar. Ayçelen yemeği hazırlar ve mutfak masasına koyar ve annesine yardım eder. Sonra ailecek yemeklerini yerler ve içeceklerini içerler. Sonra herkes yatar.

Diyar ve ailesi alarmın sesine uyanırlar. Herkes odasından çıkar ve mutfağa doğru yol alırlar. Aytaç yemeği hazırlarken, bu sefer Diyar annesine yemekleri masaya koyması için yardım eder. Dünkü misafirlikte gördüğü manzara hoşuna gittiği için, bu şekilde davranıyor. Ailedeki herkes şok olur ama kimseden hiç bir şikayet dahi gelmez. Daha sonra herkes masaya geçer. Yemekleri yerler ve suları içerler. Sonra herkes yatar.
Ertesi sabah, Diyar kardeşini arabasıyla ilk kez okula bırakır. Arabayı sağa park eder ve kardeşinin okula sağ salim bırakmasını sağlar. Normalde okula babası bırakır ama özel bir işi çıktığı için bu iş Diyar'a kalır. Sonra, kardeşi içeriye girmek üzereyken bir çocuk Ertuğrul'u önce yiter ve sonra ona bakarak bir ağız dolu argo ve kötü sözler döker. Diyar arabadan iner ve kardeşinin yanına gelerek, "İyi misin?" der. Bunu gören o çocuk Diyar'a yumruk atmaya çalışır ama işlemez. Diyar , "Sen hasta mısın çocuk?" der ama o çocuk umursamadan bu sefer her ikisine küfürler saydırır. Diyar el kaldırır ama tam vurmak üzereyken vazgeçer. Kardeşini alır ve evine geri götürür. Öğretmenler bunu görmesine rağmen hiç kimse müdahale etmez. Diyar araba sürerken, kardeşine "Bu ağzı bozuk ve küfürbaz çocuk kim?" diye sorar. Ertuğrul korkarak "Arkadaşım." der. Diyar sakin bir şekilde "Korkma sana kızmayacağım." der. Ertuğrul korkarak "Senden korkmuyorum ağabey. O elemandan korkuyorum." der demez cep telefonu çalar. Cep telefonunu açar ve ekrana o çocuğun adı yazar. Açmak yerine kapatır. Diyar arabayı sağa çeker ve Ertuğrul'un cep telefonunu alır. Son arayanlar listesine bakar, arkasından kardeşinin korku dolu gözüne bakar. Sonra onu arayarak "Sen kardeşimi rahat bırak, yoksa seni ailene söylerim." diyerek yüzüne kapatır. Diyar arabayı çalıştırır ve evin önüne gelir. Önce arabayı durdurur ve arkasından kendisi iner, sonra ise kardeşini indirir.


Evin içine girer ve annesi evde yoktur. Annesine ulaşmak için önce çaldırır ve arkasından "Kardeşim evde. Okulda hem sözlü ve hem de dayak yiyerek zorbalığa uğruyor." diye bir mesaj bırakır. Annesi spor eğitmeni olduğu için cep telefonu uzaktadır. Fakat dinlenme zamanı geldiği için cep telefonun yanına varır. Telefondaki ismi okuyunca endişelenir ve telefonu açar. Mesajı duyar ve hemen cep telefonuyla oğlunu arayarak "Diyar sen evde duracak mısın?" diye bir soru sorar. Diyar ise, "Aslında işim var ama kardeşimi yalnız bırakmakta istemiyorum. Bugün işlerimi ertelerim. Kardeşimle bu meseleyi konuşurum." der. Aytaç endişeli bir şekilde "Ben eve geliyorum. Kardeşine iyi bak. Ayrıca, yarası var mı?" diye sorar. Diyar sakince "Evet, biraz yaralı. Yetişmeseydim ne olacaktı bilmek bile istemiyorum? Üstelik herkesin gözü önünde yapabiliyor." diye sorulu bir şekilde sitem eder. Aytaç sakinleşerek "Oğlum, ben eve geliyorum." der ve telefonu kapatır. Aytaç iş yerinden çıkar ve evine gelir. O sırada saat 12 civarıdır. Eve geldiğinde Diyar kardeşinin yaralarını sarar. Diyar annesinin geldiğini görür. Ertuğrul ağlamaya başlar ve ağabeyi "Ağlamak için anneni bekledin." diye söylenir ve evden çıkar. İş yerine gitmek yerine okula gider ve sınıfına girer. Sınıf öğretmeni Diyar'ı görünce şaşırır ve onun yanına gider. Öğretmen, Diyar'a bakarak Ertuğrul'u eve götürmüşsün. Üstelik bugün sınav olacakken." diye söyler. Diyar sinirlenir. "Benim kardeşim tacize uğruyor. Sen gelmişsin bana sınav diyorsun." diyerek bağırır. Öğretmen ona sakinleşmesini söyler ama Diyar dinlemez ama bir öğrenci ona "Diyar ağabey, o çocuk 10. sınıfta okuyor." der. Bu arada Ertuğrul 9. sınıfa gidiyor. Diyar sınıftan çıkar ve o çocuğun yanına gider. Kapıyı açar ve o çocuğa bakarak "Sana bir dava mı açayım, yoksa ailene mi söyleyeyim?" diye bir soru sorar. Bu sınıfın öğretmeni, "Ben cevap verebilir miyim?" der. Diyar sakinleşir ve ona bakarak "Öğretmenim, saygısızlığımı bağışlayın. Bu," dedikten sonra parmağıyla o çocuğu göstererek, "çocuk kardeşimi sabah saatlerinde kardeşime saldırdı." der. O çocuk yine küfür eder. Öğretmen, "İspatın nedir?" der. Diyar sakince "Kameralar." der. O öğretmen ve o çocuk kameraların olduğu odaya gider. Diyar PC'lerin başında duran kişiye "Saat 09:45'e sarar mısın?"" diye sorar. O kişi onu yapar ve öğretmen bunları izleyince sinirlenerek o öğrenciye bakar. "Yarın velini alıp geliyorsun." der. Öğrenci onu umursamayarak, oradan uzaklaşır. Diyar "Bu kamera kayıtlarını alabilir miyim?" der. O adamsa "Bu mümkün değil." der. Diyar içinden "Çok doğal." der. Anlaşılan Diyar bu meseleyi didikleyecek gibi gözüküyor. Diyar okuldan çıkar ve eve gider.
Diyar eve geldiğinde akşam olur. Odasına çekilir ve sinirini bir oyun oynayarak atar. Aytaç ise ev ahalisine yemek hazırlar. Evin babası eve gelir. Tüm olup biteni Diyar anlatır. Ertuğrul ise korkarak babasına bakar. Babası, sakince "Bu aileyi biliyorum. Bugün olmaz ama yarın mutlaka bir ziyaret gerçekleştirerek bu işi kökten çözeceğim." der. Diyar "Kamera kayıtları var. Muhtemelen yarın sabaha kanıtları silebilirler." der. Bilgen sakince "Silsinler sorun değil. Kanıtları yok edebilirler ama darp raporu bunu ele verecektir." der. Aytaç ise, "Sildim o yaraları." der. Bilgen ise "Anladım." der. Akşam ezanı okunur ve herkes orucunu açar ve yemeklerini yerler.

Ayçelen akşam saat 6 gibi bilgisayarını kapatır. Annesine yemek yapması için ona yardım eder. Aile büyüğü olan Ertuğ ise işten 6:40 gibi saatte eve gelir. Herkes bir arada günlük konuşmalarını yaparlar. Herkes orucunu açarlar.