Forum Logo




Diyabet Hakkında Herşey

Sağlık hakkında aklınıza gelebilecek her şeyin toplandığı bölüm


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Oluştur Yanıtla
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 20 Mayıs 2022, 15:20   #11
Çevrimdışı
Banlı Üye
Yanıt: Diyabet Hakkında Herşey




Hipoglisemi Tedavisinde 15/15 Kuralı Nedir?

Eğer kan glikoz düzeyi 70 mg/dl’nin altında ise 15 g karbonhidrat (basit şeker) alınır, hareket etmeden ve başka bir besin yemeden 15 dakika beklenir ve 15. dakikada tekrar kan şekeri ölçülür.

Hipoglisemiyi tedavi ettikten 15 dakika sonra kan şekeri 80 mg/dl’nin altında ise tekrar 15 g karbonhidrat (nişastalı besin) tüketilir.

Hipoglisemiyi tedavi ettikten 15 dakika sonra kan şekeri 80 mg/dl’nin üstünde ise bir sonraki öğün zamanı düşünülmelidir. Eğer bir sonraki öğüne 1 saat veya daha fazla bir süre var ise tekrar 15 g karbonhidrat (nişastalı besin) tüketilir.


Hipoglisemi Tedavisi için Alınması Gereken Tedbirler Nelerdir?

Hipoglisemi tedavisi için gerekli olan en önemli tedbir, diyabetlinin yanında, iş yerinde, çantasında, arabasında kesme şeker veya glikoz tabletlerini bulundurmasıdır.

Diyabetlinin çevresindeki insanlar hipoglisemisi olan diyabetlide ki huzursuzluk, solukluk, terleme, dalgınlık ve davranış bozukluğunu fark edebilirler. Bu nedenle gerek diyabetli kişinin, gerek çevresinin (aile, okul arkadaşları, öğretmenleri gibi) hipoglisemi belirtileri ve tedavisi konusunda bilgilendirilmesinde son derece yarar vardır. Ayrıca diyabetlinin yanında taşıyacağı diyabet kartı da, hipoglisemideki alınacak acil önlemleri içermelidir.

Yaşadığınız bir hipoglisemi atağından sonra bu hipogliseminin nedeni neydi? Hangi etkiler bu durumu yaşamanıza sebep oldu? gibi soruları kendinize sorduğunuzda ve bulduğunuz nedeni daha sonra tekrarlamadığınız taktirde hipoglisemi riskinden uzaklaşmış olursunuz.


Egzersizin Oluşturacağı Hipoglisemi Riski İçin Neler Yapılmalıdır?

Egzersizin oluşturabileceği hipoglisemi riski daha çok insülin kullanan diyabetlilerde söz konusudur. Bu kişilerin egzersiz tipine ve egzersiz süresine göre beslenme planlarına ilave olarak ek bir öğün almaları gereklidir. Tip 2 diyabeti olan şişman kişilerin egzersiz önerisinde ilave bir öğün almaları gerekmez. Egzersiz yapmak, kilo verme hızlarını artırır.

İnsülin enjeksiyonu yapan kişilerde yemeklerden hemen sonra, 3 saat sonra veya öğünden önce yapılan egzersizin yarattığı en büyük risk hipoglisemidir. Bu nedenle egzersiz öğünlerden 1-2 saat sonra yapılmalıdır. Bu uygulama, hipoglisemi riskini azaltması dışında, postprandiyal (yemek sonrası) glisemi yüksekliğinin önlemesi nedeniyle önerilmektedir.

Glisemi düzeyi 100 mg/dl’nin altında iken egzersiz yapılması hipoglisemi riski oluşturur. Glisemi düzeyi 240 mg/dl’nin üstünde iken yapılan egzersiz ise kan şekerinin daha çok yükselmesine ve keton cisimlerinin artmasına neden olur.

Eğer kan şekeri 100 mg/dl’nin altında ise egzersiz yapılmaması veya 1 bardak süt, 2 dilim ekmek (kepekli olmamalı) veya poğaça ve 1 adet meyva yedikten sonra egzersiz yapılması gerekir.

Kan şekeri 120-180 mg/dl arasında ise 1 saat süreyle egzersiz yapılacak ise, hipoglisemi riskinden korunmak için 25-30 gram karbonhidrat içeren bir öğün yenilmesi gerekmektedir. Bu öğün bir tost veya bir bardak süt, 2-3 adet bisküvi olabilir. Kan şekeri 180-240 mg/dl iken ilave bir öğün almak gerekmez.

Egzersiz sırasında aktif olarak kullanılacak vücut bölgesine insülin enjeksiyonu yapılmamalıdır. Örneğin bisiklete binilecekse bacağa veya cam silinecekse kola insülin enjeksiyonu yapılması doğru değildir. Aksi uygulamalar hipoglisemiye neden olabilir.

Egzersiz ve besin alımı dengelenmediği zaman hipoglisemi oluşabilmektedir. Eğer kan şekeri ölçüm cihazınız varsa değişik zamanlarda, farklı sürelerle yaptığınız egzersiz tiplerine karşı vücudunuzun verdiği yanıtı saptayabilirsiniz. Örneğin akşam yemeğinden bir saat sonra yürüyüş yapacaksanız, akşamki insülin dozunuzu kolunuza enjekte etmelisiniz. Akşam öğün öncesi kan şekeriniz 165 mg/dl olarak ölçtüğünüzü varsayalım, bu durumda egzersiz öncesi ilave bir öğün almanıza gerek yoktur.

Yarım saatlik bir yürüyüş sonrası tekrar kan şekerinizi ölçtüğünüzde 172 mg/dl bulursanız, demek ki uygun bir yol izlemişsiniz. Ancak yürüyüşü hızlı yapmış ve süreyi 1 saate çıkarmışsanız kan şekeriniz egzersiz sonrası 120 mg/dl ise egzersiz sırasında 1 bardak süt veya 1 meyve olarak ilave öğün yemeniz egzersiz sonrası oluşabilecek hipogliseminin önlenmesi açısından önemlidir.


Hipoglisemiyi Farketmeme Nedir?

Bazı kişilerde hipoglisemi belirtisi olmayabilir ancak kan şekeri ölçüldüğünde hipoglisemi olduğu saptanabilir. Bu problem ‘hipoglisemiyi farketmeme’ olarak isimlendirilir.

Hipoglisemiyi farketmeme her diyabetlide olmaz, daha çok uzun yıllardır diyabetle yaşayan bireylerde görülür. Nöropati (sinir hasarı), sıkı glisemi kontrolü, bazı kalp ve tansiyon ilaçları hipoglisemiyi farketmeme nedeni olabilmektedir.
Hipoglisemiyi farketmeyen diyabetlilerin sık kan şekeri ölçümü yapması ve belirti olmamasına karşın ölçüm sonucunda hipoglisemi saptanırsa derhal hipoglisemi tedavisini yapmaları gerekir
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 20 Mayıs 2022, 15:20   #12
Çevrimdışı
Banlı Üye
Yanıt: Diyabet Hakkında Herşey




Evde Şeker Takibi
Kendi kendine kontrol ne demektir? Faydaları nelerdir?

Diyabette metabolik kontrolün sağlanması amacı ile diyabetlinin kendi kendine glisemi , glikozuri ve keton takibini yapması self monitoring veya home monitoring olarak tanımlanmaktadır. Diyabetik hastanın evde kendi kendine takip yapması kolay ve ucuz glisemi kontrolü sağlar, hipoglisemi ve hiperglisemini ataklarının tespiti ve gerekli önlemlerin alınması , komplikasyonların erken tanısı ve gelişiminin geçiktirilmesi veya önlenmesi açısından önemlidir. Diyet, egzersiz ve kan şekeri düzeyleri ile bağlantılı olarak hastanın eğitimine yardımcı olur, hastanede yatış sıklığını ve yatış süresini azaltır, daha esnek bir yaşam sürdürmesini sağlar. Evde glisemi takibi kısa ve uzun dönemde, diyabetin takip ve tedavi maliyetini azaltmaktadır. Bu nedenle Amerika Bileşik Devletleri başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde strip (şeker ölçüm çubuğu) ile şeker ölçüm cihazının masrafları devlet ve sigorta kuruluşları tarafından diabetik hastaya ücretsiz olarak verilmektedir. Umudumuz bu uygulamanın en kısa zamanda ülkemizde de yaygınlaştırılmasıdır.


Kan şekeri takip yöntemleri nelerdir?

Evde kendi kendine kontrolünü yapan diyabetli görsel yöntemle veya şeker ölçüm cihazları yardımı ile kan şekeri takibini yapabilmektedir. Görsel yöntemde, ucuna glikoz oksidaz emdirilmiş test çubukları (stripler) kullanılır. Strip üzerine parmak ucundan kan damlatılır. Glisemi düzeyine göre strip üzerinde oluşan renk değişikliği strip kutusu üzerindeki renk kataloğu ile karşılaştırılması sonucu glisemi ölçülür. Kan şekeri ölçüm cihazı gerektirmeyen bu yöntem güvenilir ve ucuz olması nedeni ile kullanılmaktadır.
Şeker ölçüm cihazları ile kan şekerinin ölçümünde görsel yöntemdeki gibi stripler kullanılmaktadır. Çeşitli ölçüm cihazları mevcuttur ve her alet için belirli bir strip veya kartuş kullanılmaktadır. Benzer olmakla birlikte her alet için farklı kullanma talimatı mevcuttur.


Evde kan şekerİ ölçüm sıklığı ne olmalıdır?

Kan şekeri ölçüm sıklığını diyabetlinin ihtiyacları belirler. İnsülin pompası veya insülin enjeksiyonu kullanan ve gebe olan diyabetikler glisemi kontrolü sağlanana kadar hergün günde 4 kez glisemi ölçümü yapmalıdır. Ölçümlerin sabah kahvaltısından, öğle ve akşam yemeğinden ve gece öğününden önce yapılması önerilir. Glisemi kontrolü sağlandığında ölçümlerin sıklığı haftada 3-4 kez yapılabilir.
Glisemi kontrolü olmayan ve insülin kulanmayan tip 2 diyabetiklerin sabah kahvaltıdan önce ve öğünden 2 saat sonra postprandial glisemi takibi yapması gereklidir. Glisemi kontrolü sağlanan tip 2 diyabetikler glisemi kontrolü için yalnız idrarda şeker ölçümü yapabilirler.


Diyabet günlüğü nedir? Nasıl kullanılır?

Diyabetlinin evde yaptığı glisemi , glikozuri ve keton ölçümlerini kaydetmek için kullandığı defter diabet günlüğüdür. Bu kayıtlarda ölçüm tarihi, ölçümün yapıldığı saat, ölçüm sonucu, insülin veya ağızdan alınan şeker düşürücü hapların alındığı zaman ve dozu, glisemi sonucunu etkilediği düşünülen herhangi bir olayın (öğün ve/veya fiziksel aktivite düzeyinde değişiklik , stres) yer alması sonuçların hekim, diyetisyen ve diabet eğitimcisi tarafından değerlendirilmesi ve tedavi değişikliğinin yeniden planlanması için önemlidir.


Evde kan şekeri (glisemi) takibi güvenilir mi ?

Önerilen talimatlara uygun olarak yapıldığında evde yapılan ölçüm sonuçları güvenilirdir. Cihaz güvenirliliği için kontrol çubuğu ve kontrol sıvıları mevcuttur. Ayrıca sonuçlar laboratuvar değerleri ile de karşılaştırılarak cihazın güvenirliliği ölçülebilmektedir.
Cihaz ve striplerin güvenirliliğinde duyarlılık ve doğruluk kavramları kullanılmaktadır. Aynı kan örneği ile ardarda yapılan ölçümlerde, ölçümlerin arasındaki fark değeri % 5'i geçmemelidir. Bu duyarlılık testidir, cihaz ve striplerin kendi kendini doğrulaması anlamına gelmektedir. Sonuçlar referans laboratuvar sonuçları ile karşılaştırıldığında aradaki fark % 15'i geçmiyorsa sonuçların doğruluğundan emin olunabilir.


Evde idrarda glikoz (glikozüri) kontrolü nasıl yapılır?

Evde glikozüri ölçümü, glisemi düzeyinin tayini için kullanılabilecek en hassas yöntem olmamakla birlikte kan şekerinin ölçülemediği durumlarda hiç bir ölçüm yapılmamasından iyidir. Kan şekeri belli bir eşik değerini geçince (böbrek eşiği) idrarda şeker çıkar, bu değer genelde 180 mg/dl dir. Böbrek eşiği değeri bireyden bireye değişebildiği gibi değişik yaş grupları için de farklı değerlerdedir bu nedenle glikozüri ölçümü kan şekeri sonucunu tam olarak yansıtacak güvenirlilikte değildir.
Evde glikozüri ölçümü için glisemi ölçümündeki gibi stripler kullanılır. İdrar stripi idrar yaparken akan idrara 2 saniye tutulur. Daha sonra stripteki fazla idrarı atmak için strip üzerine vurulur. Kullanılan strip talimatında önerilen süre kadar bekledikten sonra strip üzerinde oluşan renk, strip kutusu üzerindeki renk skalası ile karşılaştırılarak sonuç okunur ve hasta bu sonucu diabet günlüğüne kaydeder.


Diyabetliye hangi durumlarda keton testi yapması önerilir?

Keton testi, ketoasidozu önleme olanağı sağlaması açısından özellikle tip 1 diyabetliler için önem taşır. Kendi kendini kontrol amacı ile evde glisemi ve glikozüri takibinin yanısıra, keton ölçümünün ne zaman ve nasıl yapılacağı konusunda diyabetli eğitilmelidir.
Kan şekeri 240 mg/dl'yi aşarsa, herhanngi bir enfeksiyon durumunda, mide bulanması ve kusma varsa, kan şekerinin yüksekliğini gösteren belitiler ( çok su içme, çok idrara çıkma, ağız kuruması gibi) varsa , hamilelik ve aşırı stress altında olma söz konusu ise diyabetlinin evde keton testi yapması gerekmektedir. Yapılan test sonucu pozitif çıkarsa hastanın doktoru veya diabet eğitimcisi ile acil olarak bağlantı kurması gerekmektedir.


Keton testi nasıl yapılır?

Keton testi ölçümü idrarda glikoz ölçüm yöntemine benzer. Keton testi için gerekli strip idrar örneğine daldırılır, kullanma talimatında belirtilmiş süre kadar bekletilir. İdrarda keton varsa strip ucunda renk değişikliği oluşacaktır. Bu renk strip kutusu üzerindeki renk skalası ile karşılaştırılır. Eğer idrarda orta veya yüksek miktarda keton olduğunu gösteren renk değişikliği oluştuysa hasta hemen doktoruna haber vermelidir.


Kendi kendine kontrolde hastanın nelere dikkat etmesi gerekmektedir?

Evde glisemi, glikozüri ve /veya keton ölçümü yapan bir diabetlinin kesinlikle diabet günlüğü kullanması gerekmektedir. Hastaya bu günlüğün nasıl kullanılacağı açıklanmalıdır. Kullandığı şeker ölçüm cihazının duyarlılık ve doğruluğunun belirli zaman aralıkları ile ve her yeni strip kutusu alınışında kontrol edilmesi gerektiği konusunda bilgi verilmelidir. Striplerin aşırı nem,ışık ve sıcaktan etkilenebileceği bu nedenle kutu kapağının iyi kapatılması ve özellikle yaz aylarında serin yerde muhafaza edilmesi, kutu üzerinde belirtilen son kullanım tarihi geçmiş striplerin kullanılmaması, kullanım talimatlarının tam olarak okunması gerektiği hastaya söylenmelidir.
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 20 Mayıs 2022, 15:20   #13
Çevrimdışı
Banlı Üye
Yanıt: Diyabet Hakkında Herşey




Diyabet ve Gebelik
Gebelikte karbonhidrat metabolizmasındaki değişiklikler nelerdir?

Gebelikte vücudun enerji ihtiyacı artmıştır. Çocuğun gelişimi için gerekli enerjiyi sağlamak için daha fazla glikoza gereksinim duyulur. Bu nedenle gebelerde kan şekeri normale göre düşük düzeydedir. Karbonhidrat alımında azalma sonucunda hücreye yeterli glikoz giremezse, enerji öncelikle yağlardan sağlanır ve idrarda keton cisimleri görülür. Gebelikte, kanda yeterli insülin hormonu olmaması, buna karşın glikoz gereksiminin artması nedeniyle ketoza yatkınlık artar. Ketozis, hem çocuğun gelişimi, hem de gebenin sağlığı açısından tehlikeli sonuçlar doğuracak bir durumdur. Ayrıca gebelikte progesteron, östrojen, kortizon, laktojen, v.b hormonların artışı insüline karşı bir direnç gelişmesine sebep olur.


Gebeliğin şeker hastalığı üzerine etkisi nasıldır?

Diyabetik gebe ile diyabetik olmayan gebe arasındaki en önemli fark, diyabette ketoasidoz riskinin artmasıdır ayrıca mevcut insülin direncide tabloyu daha ağırlaştırabilir. Gebelerde insülin gereksinimi, gebe olmayanlara oranla daha fazladır. Diyabetik gebelerde gebelik öncesine göre özellikle ilk 3 aydan sonra insülin ihtiyacı artmıştır. Diyabetik gebelerde organizmanın artmış glikoz ve insülin ihtiyacının dengelenmesi hem anne hem de çocuk açısından önemlidir. Aksi taktirde bebeklerde kalp iskelet sistemi anomalileri, gebe kadında ise erken doğum, düşük, iri doğum veya ölü doğum yapma riski artmaktadır.


Gestasyonel diyabet nedir?

Gebelik öncesi yeterli insülin salgılayabilen pankreas hücreleri gebeliğin ilerlemesiyle yeterli insülin salgılayamaz, bu nedenle daha önce diyabet belirtisi olmadığı halde gebelik boyunca kan şekeri yükselebilir. 'Gestasyonel Diyabet' olarak isimlendirilen bu tablo, gebelik bitiminde genellikle düzelir. Genellikle ailesinde çok sayıda diyabetik kişiler bulunan, 30 yaşın üzerinde, fazla kilolu hamileler gestasyonel diyabet açısından risk taşırlar.


Şeker hastalığında doğum planlaması nasıl yapılmalıdır?

Gebe kalmasında yaşamsal risk bulunmayan diyabetik anne adayları fetüsün uygun sağlık ve gelişimini sağlamak amacıyla gebe kalmadan en az 3 ay öncesinden sıkı bir kontrole alınmalıdır. Diabette metabolik kontrolün sağlanması ve komplikasyon gelişiminin önlenmesi veya ilerlemenin durdurulması açısından diyabet yaşı küçük, diyabete bağlı organ bozuklukları olmayan genç anne adaylarında risk düşüktür. Diyabet yaşı büyük, göz ya da sinir sistemi gibi organlarda başlangıç halinde bozukluklar teşhis edilmiş kişilerde, ya da ileri yaştaki annelerde ise risk yüksektir. Organ bozuklukları ilerlemiş diyabetiklerde ise, gebelik bu bozuklukları arttıracağı için hamileliğe izin verilmez.


Gebelik süresince kan şekeri takibi nasıl yapılmalıdır?

İdeal açlık kan şekeri düzeyi 60-90mg/dl, tokluk kan şekeri düzeyi ise 120-130 mg/dl dir. Gebelik döneminde haftada en az 2 gün kahvaltıdan önce ve 2 saat sonra, öğle ve akşam yemeğinden önce ve gece 11.00'de olmak üzere günde 5 kez kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. Gebelikte kan şekeri yükselmeden de idrarda şeker çıkabilir (Renal glikozüri). Bu nedenle günlük idrar glikoz takipleri ve aseton takibinin yapılması gerekir. Üst üste iki gün idrarda aseton tespit edildiğinde hastanın acilen doktoru ile görüşmesi gerekir.


Gebelik süresince diyabet tedavisi nasıl olmalıdır?

Gestasyonel diyabetik hastalarda, metabolik kontrol diyet ile sağlanabiliyorsa, tedaviye diyete uyum kontrolleri ile devam edilir. Metabolik kontrolü ideal düzeyde olmayan, fakat kan şekeri değerleri ideal düzeylerin biraz üzerinde olan hastalarda ve metabolik kontrolü iyi olmayan kan şekeri değişken olan diyabetiklerde vakit geçirilmeden insülin tedavisine başlanmalıdır. Gebeler kesinlikle oral antidiyabetik ilaçlar kullanamazlar. Gebelik boyunca toplam kilo alımı 10-13 kg'ı aşmamalıdır.


Diyabetik gebelerde doğum öncesinde ve doğum sonrasında nelere dikkat edilmelidir?

Diyabetik gebeye tercihen 38.haftadan itibaren doğum yaptırılabilir. Süre 40 haftayı aşarsa veya fetusun 4000 gr üzerinde olduğu tahmin ediliyorsa tercihan sezeryan uygulanmalıdır.
Anne karnında hiperglisemiye maruz kalan bebek insülin salgılamaya başlar ve doğumdan sonrada insülin salgılamaya devam eder. Bu nedenle yeni doğan çocukta en sık görülen metabolik bozukluk, kan şekeri düşüklüğüdür. Doğumu takiben bebeğin kan şekerinin ölçülmesi ve en az iki hafta süre ile sıkı bir şekilde kan şekeri takibi, hipoglisemilerin saptanması ve tedavisi açısından önem taşır. Bebekte hipoglisemi saptanırsa ya erken beslenme programına alınmalı yada hipglisemi ağırsa içinde dekstroz bulunan serum verilmelidir.


Hamilelikten korunmak için neler yapılmalıdır?

Gebelikten korunma yöntemleri diyabetiklerde, diabetik olmayanlardan farklı olmamakla birlikte, ağızdan alınan doğum kontrol ilaçları diabette hormonal dengeyi ve dolayısı ile kan şekeri kontrolünü bozabilir. Diabetik kadında, enfeksiyon geliştirme riski olan rahim içi araçların (spiral) steril koşullarda takılması çok önemlidir. Tüp bağlama yöntemi ile korunma tekniği, en güvenilir yöntem olarak güncelliğini korumaktadır.
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 20 Mayıs 2022, 15:21   #14
Çevrimdışı
Banlı Üye
Yanıt: Diyabet Hakkında Herşey




Komplikasyonlar
Kan şekeri kontrolünün sağlanamaması, kısa veya uzun dönemde sağlık sorunları oluşturur. Diyabet küçük ve büyük damarlarla birlikte sinirlerin de hasar görmesine neden olabilir. Diyabetin neden olduğu bu hasarlar komplikasyon olarak tanımlanır. Diyabetin akut ve kronik komplikasyonları hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabetli bireylerde görülebilir.


Diyabetin Akut Komplikasyonları Nelerdir?

Düşük kan şekeri (hipoglisemi) : Kan şekeri fazla düştüğünde (çok fazla insülin, çok fazla egzersiz ya da yetersiz enerji alımı sonucu) kişi normal fonksiyonlarını yapamaz. Hipoglisemi, şekerli meyve suyu, kesme veya toz şeker almakla hızla düzelir.

Ketoasidoz: Diyabetik koma da denen ketoasidoz insülin yokluğuna bağlı ağır bir durumdur. Esas olarak sıklıkla tip 1 diyabetli kişilerde sık görülür.

Laktik asidoz: Laktik asidoz, vücutta laktik asit birikmesidir. Hücreler enerji olarak glukoz dışı yakıt kullandıklarında laktik asit yaparlar. Eğer çok fazla laktik asit vücutta kalırsa, denge bozulur ve kişi kendini rahatsız hissetmeye başlar. Daha az sıklıkta görülen bu durum, esas olarak tip 2 diyabetli kişileri etkiler.

Bakteriyel / fungal (mantar ) enfeksiyonlar: Diyabetli kişiler cilt ve tırnaklarda sık olmak üzere tüm organlarda bakteriyel ve fungal kaynaklı, enfeksiyonlara daha açık hastalardır.


Diyabetin Kronik Komplikasyonları Nelerdir?

Uzun bir süre kan şekerinin yüksek olması, büyük ve küçük damarları ve sinirleri tahrip eder. Tahribat hangi organda ise ona ait sorunlar görülür.
Kardiyovasküler hastalık : Birçok ülkede, kardiovasküler hastalık ya da dolaşım sistemi hastalığı diyabetli kişiler arasında en başta gelen ölüm sebebidir. Diyabetli kişilerde kalp hastalığı ya da inme riski 2-5 kat daha fazladır. Bacaklardaki damarlar da etkilenir ve bu nöropatiyle beraber amputasyona yol açabilir.
Retinopati (Gözlerin hasar görmesi): Yetişkinlerdeki körlük ve görme bozukluğunun önde gelen sebebidir. 15 yıl boyunca diyabetik olan, şekeri kontrolsüz kişilerin % 2'si kör olurken, % 10'unda ağır görme bozukluğu gelişir.
Nefropati (Böbreklerin hasar görmesi): Diyabetli kişiler için büyük bir tehdittir. Kontrolsüz tip 1 diyabetli kişilerin % 40'ında 50 yaşına geldiklerinde diyaliz ve/veya böbrek nakli gerektirebilecek, ağır böbrek hastalığı gelişebilir.
Nöropati (Sinirlerin hasar görmesi): Diyabetli kişilerin en az yarısını etkiler. Diyabetik sinir hastalığı, bacaklarda ve ayaklarda duyu kaybına yol açabilir ve bu da ayak yarası ve bacak kesilmesi ile (amputasyon) sonuçlanabilir. Bacak amputasyonlarında kaza dışı nedenlerin başında maalesef diyabet gelmektedir. Diyabetik sinir hastalığı ayrıca iktidarsızlığa da yol açabilir.
Ayak komplikasyonları
İmpotans (Cinsel güçsüzlük)
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 20 Mayıs 2022, 15:21   #15
Çevrimdışı
Banlı Üye
Yanıt: Diyabet Hakkında Herşey




Diyabet Riski
Basit bir test ile, diyabet riskinizi belirleyebilirsiniz. Diyabet tedavi edilmediği taktirde çeşitli sağlık problemlerine yol açar. Erken teşhis, size sağlıklı bir yaşam şansı verir.

Diyabetli Olma Riskiniz Nedir?

Diyabetli olduğunuzun farkında değil misiniz? Cevap ne yazık ki, genellikle evettir. Türkiye’de 1997 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre ülkemizde yaklaşık olarak 3 milyon 600 bin kişi diyabetli fakat bunların 1 milyon 200 bininin teşhisi henüz yapılmamıştır.

Genellikle 40 yaş üstündeki insanlarda görülen Tip 2 diyabetin semptomları normal yaşlanma süresinde gizli kalabilir. Sıklıkla kişiler başka sağlık problemleri için başvuruda bulunduğunda tesadüfen diyabet teşhisi konur. Tip 2 diyabetli olanlar daha önceki durumlarına göre daha fazla susama veya acıkma ile halsizlik veya zayıflık hissederler. Bu tür belirtileri olanlar, bu şikayetlerini genellikle çok çalışmalarına veya strese bağlarlar ve doktora başvurmazlar.

Diyabetin diğer tipi olan Tip 1 diyabet, nadiren uzun süre teşhis konmadan seyreder. Tedavi edilmeyen Tip 1 diyabet kısa sürede komaya veya ölüme neden olmaktadır. Tip 1 diyabet genellikle çocukları ve gençleri etkilemekteyken, Tip 2 diyabet genellikle orta yaş ve üstündekileri etkiler. Diyabet vakalarının % 90-95’ini Tip 2 diyabet oluşturmaktadır.

Erken teşhis normal, sağlıklı bir yaşam sağlama şansını vermektedir. Tip 2 diyabetin tedavisi biraz kilo verme, dengeli bir beslenme planı ve fiziksel aktivitede ki artıştan ibarettir. Bu tedbirler yeterli olmazsa doktorunuz size ilaç veya insülin tedavisi verebilir.

Tip 2 diyabet önem verilmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde ciddi ve hayatı tehdit eden sinir hasarı, böbrek hastalığı, kalp damar hastalıkları ve inme gibi komplikasyonlara neden olmaktadır. Birçok insan, bunlara bazı doktorlarda dahil olmak üzere, Tip 2 diyabetini Tip 1 diyabetten daha az ciddi olduğunu düşünmektedirler ve hatalı olarak Tip 2 diyabeti “sınırda diyabet” veya “şekerin dokunuşu” şeklinde tanımlamaktadırlar.

Diyabetin teşhisi basittir ve kendi sağlığınızı tarafsız olarak değerlendirmekle başlar. Araştırmalar fazla kiloların ve yakın akrabalar da Tip 2 diyabet varlığının diyabetli olma riskini artırdığını göstermektedir. Ayrıca bazı etnik gruplarda da diyabet riski fazladır.

Diyabet riskinizi öğrenmek için aşağıdaki testi yapmanız yeterli olacaktır.


Riskinizi test edin
Evet Hayır
1. Vücut ağırlığım yanda verilen
tabloya göre eşit veya daha fazla

5 puan

0 puan
2. 65 yaşın altındayım ve gün boyu
çok az egzersiz yapıyorum veya
hiç yapmıyorum


5 puan


0 puan
3. 46 ile 64 yaş arasındayım
5 puan
0 puan
4. 65 yaşın üzerindeyim
9 puan
0 puan
5. 4 kilo üzerinde çocuk doğurmuş bir
kadınım

1 puan

0 puan
6. Kız veya erkek kardeşimde diyabet var
1 puan
0 puan
7. Diyabetli akrabam var
1 puan
0 puan
Toplam Puanlar
Değerlendirme
Aldığınız puanları toplayın. Eğer elde ettiğiniz sayı;
3 ile 9 puan arası ise: Muhtemelen şu an için diyabetli olma riskiniz düşüktür.
10 veya daha fazla puan ise: Diyabetli olma riskiniz yüksektir. Eğer puanınız 10 veya yukarısında ise doktorunuzdan randevu alarak en kısa zamanda görüşmelisiniz. Sadece doktorunuz diyabetli olup olmadığınızı tespit edebilir. Bunun için şeker yükleme testi yaptırmanız gerekecektir. Eğer şu an için risk altında değilseniz bile diyabeti unutmayınız. 45 yaş üstündeki tüm insanların diyabet yönünden test edilmesi gerekmektedir. Test için bir gece açlık sonrası sabah alınan açlık kan şekerinin 126 mg/dl’nin üzerinde olması diyabet teşhisini koydurmaktadır. Test sonucu normal çıksa bile, üç senede bir testin tekrarlanmasını öneririz.



Risk Ağırlık Tablosu
Boy (cm) Ağırlık (kg)
147 58.5
150 60
152.5 62.5
155 65
157.5 66.7
160 69
162.5 71
165 73.5
167.5 76
170 78
172.5 80
175 82.5
177.5 85
180 87.5
183 90
185.5 92.5
188 95
190.5 98
193 100
• Boyunuza göre ağırlığınız tabloda verilendeğere eşit veya bu değerden fazla ise diyabet riskiniz yüksektir.
• Bu tablo vücut kitle indeksine göre yapılmıştır. Tablo, 35 yaş üzerindeki erkekler ve kadınlar için, boya göre sağlıklı olmayan kiloları göstermektedir
Eğer;
• Fazla kilolu iseniz
• Yakın akrabalarınızda Tip 2
diyabetli olan varsa
• Yüksek risk taşıyan etnik
gruptaysanız
• Tansiyon yüksekliğiniz var ise
• HDL kolesterol veya trigliserit
düzeyleriniz normal değil ise
• 4 kg üzerinde çocuk doğurmuş
iseniz veya gebelikte çıkan bir
diyabetiniz varsa
Daha genç yaşlarda ve daha
sık test yaptırmanızı öneririz.
 
Alıntı ile Yanıt

Yanıtla

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
diyabet, hakkında, herşey


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Başak Burcu Erkeği Hakkında Herşey Astrea Başak 4 14 Mayıs 2022 04:25
Başak Kadını Hakkında Herşey Astrea Başak 2 14 Mayıs 2022 04:24
Güzellik Sırları ~ Moda ve Güzellik Hakkında Herşey.. Astrea Vücut ve Cilt Bakımı 9 14 Mayıs 2022 02:40
Evlilik Hakkında Her Şey (Fox TV) mamihlapinatapai Yerli Diziler 0 07 Mayıs 2022 12:40
Haftanın Üyesi Hakkında Beatrice Haftanın Trend Üyesi 1 05 Mayıs 2022 22:00




TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.


Powered by vBulletin® Version 3.8.7   Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.

TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net