Forum Logo




Tasavvufun Kur’ân ve Sünnetteki Yeri


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Oluştur Yanıtla
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 19 Haziran 2023, 20:02   #1
Çevrimdışı
Banlı Üye
Tasavvufun Kur’ân ve Sünnetteki Yeri




Tasavvufun Kur’ân ve Sünnetteki Yeri
Www.TrendForum.Net

Bütün hamdler; kâinatı yoktan var eden, tüm zaman ve mekânları yaratan, kendisine dostlar seçen âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’ya aittir.

O Allah ki, ebrâr kullarının kalplerini yakîn ve marifet ile nurlandırmış, âlim ve veli kullarının derecelerini diğerlerinden âli kılmış ve haklarında: “Allah’tan kulları içinde ancak âlimler (gereği gibi) korkar.”[1] buyurmuş, onların hâlini ve âkıbetini şöyle beyân etmiştir: “Haberiniz olsun! Muhakkak Allah(-u Teâlâ)nın dostları için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.”[2]

Bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen, Allah Te‘âlâ’nın yolunun davetçisi, Rabbimiz’den gelen hidayet güneşi, âlemleri aydınlatıcı bir kandil olan efendimiz, sevgilimiz, Hazreti Muhammed Mustafa (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, onun diğer peygamber dostlarına, pâk ailesine, ashâb-ı ebrârına ve hesap gününe kadar onun yolunu takip eden bütün ümmetine salât ve selam olsun.

Tasavvuf; fıkıh, kelam, usul gibi kökenlerini selefte bulan ve zaman içinde o temeller çerçevesinde tekâmül eden şer‘î ilimlerin en büyüklerindendir.

Tasavvufun menşei ve tekâmül sürecinin doğru yorumlanabilmesi için selef-i sâlihînin hayatlarından alınacak önemli ipuçları vardır.

Tasavvuf, meyve ağaçlarıyla lebâleb dolu bereketli bir vadi, nefisleri tezkiye eden, ruhları yücelere taşıyan, Rahmân’ın rızâsına erdiren büyük bir yoldur. Tasavvuf, yakîn mertebelerine ulaşmayı temin ettiği için dinin bir rüknü ve tamamlayıcı parçasıdır.

Buhârî ve Müslim’in rivayet ettikleri meşhur bir hadis vardır. Hazreti Ömer (Radıyallâhu Anh) anlatır:

“Bir gün Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in yanında bulunduğumuz sırada kimsenin tanımadığı elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah üzerinde yolculuk eseri görülmeyen bir zat çıkageldi. Doğruca Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in huzuruna geldi ve edeple önüne oturdu. Dizlerini onun dizlerine dayadı ve ellerini dizlerinin üzerine koyarak: ‘Ya Muhammed! Bana İslam’ın ne olduğunu anlat.’ diyerek talepte bulundu. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in, Allah’ın Rasûlü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt’i haccetmendir.’ buyurdu. Bunun üzerine o: ‘Doğru söyledin.’ dedi.

[Râvi Hazreti Ömer (Radıyallâhu Anh) sözlerine şöyle devam eder:] Biz buna hayret etmiştik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu. (Sonra aralarında şu konuşma geçti Esrarengiz zât: ‘Bana imandan haber ver.’ deyince, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, bir de hayrı ve şerri ile birlikte kadere inanmandır.’ diye cevap verdi. Esrarengiz zât bunun üzerine: ‘Doğru söyledin.’ sözleriyle tasdik etti ve: ‘Bana ihsandan haber ver.’ dedi. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Allah Te‘âlâ’ya, O’nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da, O seni görmektedir.’ şeklinde cevapladı. Sonraki sorusu: ‘Bana kıyametten haber ver.’ şeklinde oldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Bu meselede kendisine soru sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir.’ deyince, bu sefer: ‘O hâlde bana alâmetlerinden haber ver.’ diyerek karşılık verdi. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kıyamet alâmetlerini haber verdi: ‘Câriyenin kendi efendisini doğurması, yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta bir birleriyle yarış ettiklerini görmendir…’

(Hazreti Ömer şöyle anlatmaya devam eder Bundan sonra o zat gitti. Bir süre bekledikten sonra Allah Rasûlü (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bana: ‘Yâ Ömer! O soru soranın kim olduğunu biliyor musun?’ diye sordu. Ben: ‘Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.’ dedim. Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘O Cibrîl’di. Size dininizi öğretmeye gelmişti.’ buyurdu.”[3]

Kur’ân-ı Kerîm’de ve Sünnet-i Seniyye’de İhsân
“İhsân” Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Nebeviyye’de birçok defa zikredilmektedir. “İhsân” daha dünyadayken mü’minin huzur ve murakabe ile Rabbine bakıyor ve O’nu kalbiyle görüyormuşçasına ibadet etmesidir.

“İhsan” Kur’ân-ı Kerîm’de tek başına zikredildiği gibi “îmân” mefhumu ile beraber de zikredilir: “İman edip Salih ameller işleyenlere, Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve Salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde (daha önce) tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah ihsan edenleri sever.”[4]

Bazen “İslâm” mefhumu ile beraber zikredilir: “Hayır, öyle değil! Kim muhsin olarak (ihsan derecesine yükselerek) kendisini Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır.”[5]

Bazen de “takva” ile beraber zikredilir: “Şüphe yok ki, Allah Teâlâ takva sahipleri ve ihsânda bulunan kimselerle beraberdir.”[6]

Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ihsân makamını, ashabından bazılarına özellikle tavsiye etmiştir. Ebû Zerr (Radıyallâhu Anh)dan nakledilir: “Dostum (Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bana, her ne kadar ben Allah Te‘âlâ’yı görmesem de O’nun beni gördüğünü, bu yüzden O’nu görüyormuşçasına huşû içerisinde olmamı vasiyet etti.”[7]

Abdullah ibnü Ömer (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet olunur: “Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) beni tutarak: “Sanki görüyormuşçasına Allah’a ibadet et.” buyurdu.”[8]

“Merfû” olarak rivayet edilen Zeyd ibnü Erkam (Radıyallâhu Anh) hadisinde Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: “Daima Allah’ı görüyormuş gibi ol. Zira sen O’nu görmesen de O seni görür.”[9]

Meşhur Hârise (Radıyallâhu Anh) hadisinde Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ona: “Ey Hârise! Nasıl sabahladın?” diye sorunca, Hârise (Radıyallâhu Anh): “Hakiki bir mü’min olarak.” cevabını vermiştir. Bu defa Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ona: “Ey Hârise! Sözlerine dikkat et! Zira her sözün bir hakikati vardır.” deyince, o: “Yâ Rasûlellâh! Ben dünyadan yüz çevirdim. Gündüzlerimi susuz (oruç tutarak), gecelerimi uykusuz (ibadet ederek) geçiriyorum. Sanki Rabbim’in Arş’ını seyretmekteyim. Öyle ki, birbirlerini ziyaret etmekte olan cennet ehlini ve ağlayıp dövünerek haykıran cehennem ehlini görür gibiyim.” dedi. Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Göreceğini görmüşsün ya Hârise! Bu hâlini muhafaza et. Sen Allah’ın, kalbindeki imanı nurlandırdığı bir kulsun.” -diğer bir rivayette- “Bildin (marifet sahibi oldun) ya Hârise! Bu hâlini muhafaza et.” buyurdular.[10]

Mârifet ve İhsân
Tasavvuf ehli “el-Ma‘rife”kavramını, bu hadisi şerifte geçen «عَرَفْتَ» “bildin” ifadesinden almışlardır.

Bu rivayetler, bir kulun Allah Te‘âlâ’ya manen yakınlık kesbetmesini ve ihsân yani Allah Te‘âlâ’yı karşısında görüyormuşçasına ibadet etme gayretinde olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Şeyh Ahmed Zerruk (Rahimehullâh) “Kavâidü’t-Tasavvuf” adlı eserinde şöyle der: “Tasavvufun aslı ihsân makamıdır. Delili ise Cibril (Aleyhisselâm) hadisidir. Nitekim Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kendisine sorulan ‘ihsân’ı: ‘Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görüyor.’ buyurarak tefsir etmiştir. Öyleyse tasavvuf, dinin cüzlerinden bir cüz ve ashabına öğretmesi için Cebrâil (Aleyhisselâm) tarafından Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e öğretilen bir ilimdir.”[11]

Şâh Veliyyullâh ed-Dihlevî (Rahimehullâh) “Huccetullâhi’l-Bâliğa” adlı eserinde şöyle der: “Mukâşefenin manası, insanda yakînin galip olmasıdır. Bu da, o kimsenin sadece Allah’ı (Celle Celâlühû) görür gibi olması ve O’nun dışındaki hiçbir şeye aldırış etmemesi demektir. Tıpkı Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in buyurduğu gibi: “İhsan, Allah’ı görüyor gibi ibadet etmendir.”[12]

Zira amel ettikçe ve nefsi tezkiye ettikçe ele geçecek idrak ve yakîn mertebeleri vardır. Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: “Her kim bildiği ile amel ederse, Allah ona bilmediklerini de öğretir.”[13]

Dipnotlar
[1] Fâtır Sûresi:28
[2] Yûnus Sûresi:62
[3] Buhârî, İmân:50; Müslim, Îmân:8
[4] Mâide Sûresi:93
[5] Bakara Sûresi:112
[6] Nahl Sûresi:128
[7] İbnü Receb el-Hanbelî, Câmi‘u’l-Ulûm ve’l-Hikem, c.1, s.126.
[8] Nesâî, es-Sünen, No:11803; Ebû Nu‘aym, Hilyetü’l-Evliyâ, 6/115; el-Heysemî, Mecme‘u’z-Zevâid, No:2149.
[9] Ebû Nu‘aym, a.g.e. c.8, s.202.
[10] Abdullah ibnü Mübârek el-Mervezî, Kitâbu’z-Zühd, s.106, No:314; et-Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, c.3, s.302, No:3367; Heysemî, a.g.e. c.1, s.220-221, No:189; İbnü Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, c.2, s.392-393, No:1488
[11] Ahmed ibnü Ahmed ibni Muhammed Zerrûk, Kavâidu’t-Tasavvuf, s.17.
[12] Şah Veliyyullâh ed-Dihlevî, Huccetüllâhi’l-Bâliğa, c.2, s.146.
[13] Ebû Nu‘aym, a.g.e. c.10, s.15; Zerrûk, a.g.e. s.36; İmam Gazâlî, el-İhyâ, c.1, s.71.

Kaynak İsmailağa Camisi Resmi İnternet Sitesi
 
Alıntı ile Yanıt

Yanıtla

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
kur’ân, sünnetteki, tasavvufun, yeri


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Kimmerlerin ilk yerleşim yeri bulundu Zeytin Kültür & Sanat & Tarih 1 16 Temmuz 2023 20:02
Tasavvufun Ana Gayesi İhlâsı Elde Etmektir DeepSilence Tasavvuf 0 19 Haziran 2023 19:34
Ev Dekorasyonunda Koltuk Takımlarının Yeri DeepSilence Trend Kadınların Dünyası 0 18 Haziran 2023 12:16
Rüyada İş Yeri Görmek Asi Ruh Rüya tabirleri 0 16 Haziran 2023 06:11
Bebeklerin en ısırmalık yeri neresi? Candres Trend Sorular 11 07 Haziran 2023 23:21




TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.


Powered by vBulletin® Version 3.8.7   Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.

TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net