Forum Logo




Çayın Tarihçesi


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Oluştur Yanıtla
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 21 Haziran 2023, 06:17   #1
Çevrimdışı
Diamond Üye
Çayın Tarihçesi




Çayın Tarihçesi
Www.TrendForum.Net

Çayın anavatanı yukarı Birmanya, Güney Doğu Çin ve Orta Vietnam arasında kalan bölgedir. Çayın milattan önce iki bin yedi yüzlü yıllardan beri Çin’de bilindiği ve önceleri ilaç olarak kullanıldığı söylenmektedir. Çay hakkında en eski kaynak bir Arap seyahatnamesidir. Bu seyahatnamede, 879 yılında, Kanton şehrinin gelirlerinin çay ve tuzdan alınan vergiler olduğu kayıtlıdır. Daha sonra, Marco Polo ve diğer gezginler seyahatnamelerinde çaydan söz etmişlerdir.

Çin’de Çay :

Çay, Çin’de, milattan sonra 6. yüzyıldan itibaren çok geniş bir kullanım alanı bulmuştur. 10. yüzyılda ise Çin’in milli içkisi haline gelmiştir. Çay, Japonya’ya ilk kez 8. yüzyılda getirilmiş, 12. yüzyıldan sonra da burada yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Japonya’da çay kültürü çok üstün bir düzeye çıkmış, evlerde “çay odaları” yapılmış, çay hazırlama bilimine vakıf “çay üstatları” yetişmiştir.

Çay seremonilerinin toplamını içeren “çailik” mezhebi ortaya çıkmıştır.Japon çay kültürünün dünyaya tanıtılmasında Okakuro Kakuzo’nun Çayname adlı eseri büyük bir rol oy-namıştır. İlk baskısı İngilizce olarak yapılan bu eser, kültür ve sanatın ticarete, üretime ve sanayiye nasıl olumlu bir etki yaptığının bilinen bir örneğidir.

Çin’ de çay, milattan önce 2737 yılından beri bilinmektedir. Bugün efsane haline gelen anlatımla, Çin İmparatoru Shen Nong, bir ilkbahar günü bahçesinde bir ağacın altında oturup içme suyunu kaynattırırken ağaçtan bir yaprak suyun içine düşer ve böylece Shen Nong, çayı keşfeder. Bu efsanenin sonradan uydurulduğu bellidir. Gerçek olan ise çayın, Çin’ de çok eskiden beri bilindiğidir.

Tarih içerisinde, Çin’de çay, önce kaynatılarak, sonra çarpma çay şeklinde ve en son haşlama çay olarak kullanılmıştır. Zaten çay ağacının ana vatanı da Çin’dir . Çok eskiden beri bilinip tanınan çay bitkisinin yaprakları, yukarıda değinilen şekillerde kullanıldığı gibi çay yapraklarından elde edilen lapa da romatizmal hastalıklarda eklemlere ve adalelere dışarıdan tatbik edilerek ilaç olarak kullanılırdı. Çayın yorgunluğu giderici, ruhu ferahlatan, gözleri güçlendiren etkilerinden haberdar olan Çinliler, onu hem bir keyif verici hem de yerine göre tedavi edici olarak kullanmışlardır.

Çin’ de, çayın yıldızı dördüncü ve beşinci yüzyıllarda parlamaya başlamıştır. O yüzyıllarda çay artık Çin imparatorlarının da içkisiydi. En iyi misafirlere çay ikram ediliyordu.

Çin’ de, çayın hazırlanması günümüzdekine pek benzemezdi. Örneğin, çay yaprakları buğuya tutuluyor, sonra havanda eziliyor, hamur haline getiriliyor ve bu hamur pirinç, zencefil, portakal kabuğu, baharat, süt ve bazen de soğan karıştırılarak kaynatılıyordu. Elde edilen sıvı o zamanlar içilen çay idi. Bu adet günümüzde, Tibet ve Moğolistan’ da da vardır.

Çin’ de, 8. yüzyılda, Tang Hanedanı zamanında yaşamış olan Luwih, çay konusundaki bilgileri derleyerek kitap haline getirmiştir. Chaking adlı bu kitap üç cilt ve on bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde çay bitkisi anlatılır. İkinci bölümde çay yapraklarını toplamak için kullanılan aletlerden söz edilir. Üçüncü bölümde, çay yapraklarının nasıl ayrılacağı, dördüncü bölümde, hepsi 24 parça olan çay takımları, örneğin üç ayaklı mangal, çay gereçleri ve bu gereçlerin konduğu bambu oda anlatılır. Beşinci bölümde, çayın nasıl yapılacağı anlatılır. Burada verilen bilgilere göre, iyi çay için çay tozu ve dağ suyu kullanılmalıdır. Chaking’in diğer bölümlerinde, çay içmedeki basit tarzların bayağılığı, tanınmış çay içicileri, Çin’in en tanınmış çay bahçeleri, çay sofrasında yapılabilecek değişiklikler, çay hazırlamak için gerekli takımlar anlatılır. Eserin sön bölümleri kayıptır.

Çin’ de, Song Hanedanlığı devrinde çaya verilen önem çok arttı. Çay hazırlama şekli “çarpma çay” olarak rağbet buldu. Bu şekilde, çay yapraklarını ufak bir taş değirmeninde toz haline getiriyorlar ve bu tozu sıcak suyun içerisine atıp ucu yarık bir bambu kamışı ile çarpıyorlardı.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:17   #2
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Japonya’da Çay:

Japonların çayla 729 yılından önce tanıştıkları sanılıyor. Bu tarihte Japon İmparatoru Shomu, Nora’daki sarayında keşişlere çay ikram etmiştir.

Okakuro Kakuzo tarafından İngilizce olarak yazılan ve 1906 yılında yayımlanan Çayname, Japon çay kültürünü dünyaya tanıtmıştır. Birçok dile çevrilen bu kitapta, çayın Çin’deki macerası anlatıldıktan sonra Japonya’daki çay seremonileri tanıtılır. “Ça-no-yu” denilen çay töreni ritüeli 15. yüzyılda, Sen Rikyu tarafından geliştirilmiştir. Burada çay içme töreni kutsal bir tören gibi belirli kurallar içinde yapılır.

Bu törenleri yöneten çay üstatları vardır. Evlerde çay töreni için çay odaları bulunur. Karmaşık hazırlıkları gerektiren bu tören Okakuro Kakuzo’ dan sonra gelen bir çay üstadı olan Sen Soshitzu XV. (bu 15 rakamı onun Sen Rikyu’nun 15. göbekten torunu olduğunu bildirir), tarafından Çayname’nin yeni baskılarından birine yazılan ön sözde şöyle anlatılmıştır:

“Çado (çay yolu) ya da ça-no-yu (çay töreni) pek çoğumuz için hala bir esrar perdesiyle çevrilmiştir. Aslında işin özü basittir. Koşturmacalı bir günün ortasında birkaç ahbap yemek ve çay eşliğinde huzurlu birkaç saat geçirir. Konuklar ağaçlar ve çalılardan oluşan güzel, küçük bir bahçeyi geçtikten sonra, loş çay odasının huzurlu ve içten ortamında buluşurlar. Şeref köşesinde bir Zen atasözünün kaligrafisi asılıdır. Vazoya birkaç gösterişsiz çiçek konmuştur. Ev sahibi ve davetliler münzevi bir kulübeninkini andıran bu sakin ortamda toplanır, en sıradan günlük hareketlerle sohbet ederken çevredeki ayrıntılarla bezeli anın tadına varırlar.”

Bazı efsaneler, çay töreninin Taocular tarafından uygulandığını bildirirler. Taoculuğun ve Zen’in hayat ve sanat anlayışları çay yolunu anlamamızı kolaylaştırır.

Çay, Japonların yaşamında önemli bir yer tutmuş, zamanla çayla ilgili bazı söz ve kavramlar Japonca’ya girmiştir. “Bir fincan çayda fırtına koparmak” ve vurdumduymaz anlamında “çayı eksik”, çok heyecanlı anlamında “çayı fazla” deyimleri bu dilde ortaya çıkmıştır. Çayın önemini anlatmak için de bir Song şairinin, Li -Şih- Layi’nin nerdeyse darb-ı mesel olan şu sözleri Okakura Kakuzo tarafından anılmaktadır:

“Dünyanın en kötü üç şeyi şunlardır: Güzel bir gençliğin yanlış bir terbiye ile bozulması, güzel tabloların bayağı adamların beğenisiyle kirlenmesi ve çok güzel bir çayın kötü hazırlanarak heba edilmesi.”

Çay törenlerinde kullanılan malzemeler, yapılan işlem ve çayın sunulması hep belli kurallar içindedir. Bu kurallar yaklaşık beş yüz yıldır değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Bu kurallar usta-çırak ilişkisi ile öğrenilerek yaşatılmıştır.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:18   #3
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Avrupa’da Çay :

Marco Polo (1254-1324), Seyahatname’sinde, bir yerde, Çin Maliye Bakanının çay vergisini yükselttiğinden söz eder. Bu anlatımla ilk kez çay Avrupalılara duyurulmuş olur.

Avrupa’ da çaydan söz eden ilk kitap, Giovanni Batista Ramusio’nun “Della Navigationi e Viaggi” derlemesinin 1606 yılında yayımlanan 2. cildidir. Burada yazar, Venedik’e gelen Hacı Muhammed adlı bir İranlı tüccarın anlattıklarına yer verir:

“Hacı Muhammed, ‘Çay-ı Hıtai’ yani Çin çayının üstün özelliklerini anlatır ve ‘Eğer İranlılar ve Avrupalılar bunları bilselerdi, tüccarlar o zamanlar çok satılan bir ot olan rhubarb yani ravend yerine çay alıp satarlardı.” der.

Bundan sonra, Avrupa’da çayın çeşitli özelliklerini ve kullanıldığı yerleri anlatan kitaplar yayımlanmıştır. Bunlardan biri, 1669 yılında, Amsterdam’da yayımlanan “Die Gesandschaft der Ost-Indischen Gesellschaft in den Vereinigten Niederlandern an den Tartarischen Cham und nunmehr auch Sinischen Keyser” adlı kitaptır. 1671 yılında da Lyon’da “Traite du The” adlı kitap yayımlanmıştır.

Çayın yararlarını anlatan kitapların en önemlilerinden biri, Hollandalı Kornelius Bontekoe tarafından yazılan ve 1678 yılında yayımlanan “Tractat van het Excellente cryt Thee” adlı kitaptır. Bontekoe, günde on fincanla elli fincan çay içmeyi öneriyordu. Hatta, isteyenler günde yüz -iki yüz fincan çay bile içebilirlerdi ona göre. Bu kadar fazla çay içmenin bir sakıncası yoktu. O, hastası olan Podagra Prensi’ni çayla tedavi etmişti.

Çay, 17. yüzyıldan itibaren de Avrupa’ya girmeye başlamıştır. Daha önce Araplar aracılığı ile çayı biraz tanıyan Avrupa, özellikle 1610 yılından sonra, Felemenk vapurları ile getirilen çayları tadar. Çay, 1636 yılında Fransa’da, 1638 yılında Rusya’da, 1656 yılından itibaren de İngiltere’de kullanılmaya başlandı. İngiltere’de çayı ilk kullananlar Kral ve maiyetindekilerdi. Bu çayların ilki, 30 Haziran 1666 tarihinde, Doğu Hindistan Kumpanyası tarafından İngiltere’ye getirilmiştir.

İngiltere’de ilk çay evi açıldığında papazlar tepki gösterdiler. Çayın, insanlığa ve Hristiyanlığa zararlı olduğunu ileri sürdüler.Ünlü Protestan vaiz John Wesley, çayın insan sağlığına zararlı olabileceğini iddia ederek içilmemesini önermişti. Parlamentoda, Lordlar Kamarasından Lord Forbes’in, çayın yalnız zenginler tarafından içilmesini, fakirlerin ise çay içmemelerini isteyen bir kanun tasarısı hazırladığını İngiliz kaynakları bildirmektedir. Ona göre, zenginler,Tanrı tarafından kutsanmıştır ve iyi şeylere Iayıktırlar.

Almanya ve Hollanda’da da bazı doktor ve papazlar, 1650 yılında, çayın insan sağlığına zararlı olduğunu, bu nedenle Çinlilerin zayıf ve kuru olduklarını ileri sürerek çayın yasaklanmasını önermişlerdir. Fransız doktorlar ise 1671-1685 yıllarında çayın insan sağlığına yararlı olduğunu savunmuşlardır. Böylece Avrupa’da çay günden güne yayılmış ve günlük yaşamın ve kültürün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

İngiltere’de, gazetelerde ilk çay reklamı 1658 yılında görüldü. Bu arada çeşitli nedenler ileri sürülerek 1675 yılında, krallık tarafından kahvehaneler kapatıldı ve çayın satılması, içilmesi yasaklandı. Fakat, kısa bir süre sonra bu yasak kaldırıldı.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:18   #4
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Çay Ticaretinin Altın Yılları, “99 Gün Yarışı” ve İngilizlerin Çay Casusları :

İngilizler, 19. yüzyılda, Çin’e soktukları ziraat casusları sayesinde çayın nasıl yetiştirileceğini öğrendiler ve Hindistan’da, Assam bölgesinde, daha sonra Güney Doğu Asya ülkelerinde kendi kontrollerinde çay üretimine başlayıp çay ticaretine hakim oldular.

19. yüzyılın ortalarında, Çin’den çay taşıyan yelkenliler, Avrupa’daki limanlara ulaşmak için yarış halindeydiler. Özellikle 1866 yılında böyle bir yarışın yapıldığı biliniyor. “99 Gün Yarışı” denilen bu yarışta “Ariel” ve “Taeping” adlı yelkenlilerin aynı anda limana ulaştığı görülmüştü. Avrupalılar tarafından çay ticaretinin “altın çağı” olarak adlandırılan bu devirden sonra, daha modern gemilerle, özellikle buharlı gemilerin icadıyla çay ticareti çok gelişti.

Fakat, deniz yolculuğu ne kadar hızlı olursa olsun nem, çayın lezzetini bozuyordu. Bu nedenle çay ticareti daha sonra kara yoluna kaydı. Avrupa çaya alışmıştı ve bu çayın temin edilmesi gerekiyordu. Güney Doğu Asya’da, sömürge topraklarında, örneğin, Assam, Bengal, Cava, Seylan gibi ülkelerde kurulan çay bahçeleri Avrupa’nın çay ihtiyacını karşılamakta idi. Hem de önceleri en büyük çay ihracatçısı olan Çin’den çay tohumlarını çalıp Çin’i devreden çıkararak. Ayrıca çaydan alınan vergiler de Avrupa devletleri için kaynak oluşturuyordu.

İngilizlerin, “Saat beş çayı” diye bilinen, pastalı, kekli çay toplantıları, giderek, İngiliz çay kültürünün temelini oluşturmuştur. İngilizler, çok çay içtikleri gibi, sömürgelerinde yetiştirerek ucuza mal ettikleri çayları çeşitlendirerek bütün dünyaya satmışlar ve işin ticaret yönünü de ellerinde tutmuşlardır.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:19   #5
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Boston Çay Partisi:

Çayın tarihi gözden geçirilirken “Boston Çay Partisi” olarak tarihe geçen olay unutulmamalıdır. İngilizler, ellerinde bulunan çay stoklarını tüketmek için ve bu arada İngiltere’ye çay sağlayan Doğu Hindistan Kumpanyası’nın da iflasını önlemek için çayın yarım kilosuna 3 pens vergi koydular.

O zamanlar İngiltere’nin bir sömürgesi olan Amerika’nın Boston Limanı’na gelen üç İngiliz gemisi, 16 Kasım 1773 günü, Kızılderili kıyafeti giyen Amerikalılar tarafından basıldı ve gemilerde bulunan 342 sandık çay denize döküldü. Amerikalılar, İngilizlere haksız ve yüksek olan çay vergisini ödemek istemiyorlardı. Bu olay Amerika’nın bağımsızlık savaşının da başlangıcı oldu.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:20   #6
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




İsveç’te Kaba Bir Deney :

Soyluların ve halkın merak ettiği şey, çayın insan sağlığına yararlı mı, yoksa zararlı mı olduğu idi. Bunu nasıl tespit edeceklerdi? 18. yüzyılın 2. yarısında, İsveç Kralı 3. Gustav, ülkesine daha yeni yeni girmeye başlayan çayın zehirli bir tesiri olup olmadığını öğrenmek için, bugün insani sayılamayacak bir yol denedi.

O sıralarda işledikleri suçlardan dolayı idama mahkum edilen ikiz kardeşlerin cezalarını ömür boyu hapse çevirdi. Ama bir şartı vardı. Kardeşlerden birisine ömür boyu her gün kahve diğerine de çay verilecek ve bu iki içeceğin insan sağlığı üzerindeki tesirleri öğrenilecekti. İkizler ileri yaşlara kadar yaşadılar. Çay içen 80 yaşında öldü. O öldüğü zaman diğeri hala hayatta idi. İsveçliler çayın ve kahvenin zehirli olmadığını gördüler, ama daha çok kahve tiryakisi oldular.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:20   #7
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Türkiye'da Çay

İpek yolu güzergahını takip ederek çayın Çin’den Osmanlı Devletine getirilmesi Avrupa’dan da önce olmuştur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde ve bazı gümrük kayıtlarında, çay konusunda bilgiler ve belgeler bulunmaktadır.

Türkiye daha önceleri çay ithal etmiştir. 1777 tarihli bir attariye defterinde çay kaydına rastlanmaktadır. 1816 tarihli bir gümrük defterine göre de çay ithal edildiği belli olmaktadır.Türkiye’de çay üretimine çok sınırlı bir şekilde, 1878 yılında, Japonya’dan getirilen çay tohumlarının örnek çiftliklerde ekilmesiyle başlanmışsa da ilk etapta bir başarı elde edilememiştir.

1860’larda Ruslar, Batum ve çevresinde çay tarımını başlatmıştı. Çay kullanımı Rusya’da, Kafkaslarda, Azerbaycan ve İran’da yayılmış, semaver kültürü Rusya’ dan başlayarak çevre ülkelere girmişti. Kafkasya’dan, Azerbaycan’dan Anadolu’ya gelen göçmenlerle çay ve semaver kültürü de gelmiştir.

Buharalı Yusuf adlı bir kişi, 1896 yılında, Trabzon’da yetişen bir bitkiden topladığı yaprakları işleyerek çay haline getirdi. Bu çayın patentini almak için de Ziraat Nezareti’ne müracaat etmiştir. Hazırladığı bir çay paketini de Padişah 2. Abdülhamid’e sunmuştur. Padişah durumun incelenmesi için Trabzon’a bir heyet göndermiştir.

19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında Batum, Sohum gibi şehirlere çalışmaya giden Doğu Karadeniz bölgesi halkı oralarda çayın nasıl yetiştirildiğini görmüş ve fidanlarından alarak Rize bölgesinde kısıtlı alanlarda da olsa çay yetiştirip ürün almışlardı. Bu çayları ilkel metotlarla işleyip elde ettikleri ürünü kullanmışlar ve satmışlardır. Bu durum üzerine devlet, halkın yetiştirdiği çaylardan orman vergisi almaya kalkınca itirazlar olmuş ve bu itirazlar üzerine devlet çaydan aldığı orman vergisini kaldırmıştır. Bu konudaki müracaat ve 6 Haziran 1879 tarihli karar belgesi Devlet Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 06:21   #8
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi






Çay, Çin efsanelerine göre M.Ö. 2737 civarında “tarımın babası” Shennong tarafından keşfedildi. O dönemde batı Yunnan’a özgü bir bitki çeşidiydi. Tang hanedanlığı döneminde birbirinden farklı sosyal sınıflar tarafından sıklıkla tüketilen bir içecek haline geldi. Yine bu dönem dahilinde Lu Yu tarafından “Cha Jing” isimli kitapta çayla ilgili birçok bilgi yer alıyordu. Bu bilgiler arasında çayın hangi yöntemlerle yetiştirildiği gibi bilgiler bulunuyordu.

Sonuç olarak bu kitap dünyada çay hakkında yazılmış ilk monografi olarak tanımlanıyor.

Dünya üzerinde hala var olan en eski çay ağacı ise Lin Cang bölgesindedir. Günümüzde de varlığını sürdüren bu ağaç 3200 yaşındadır.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Alt 21 Haziran 2023, 08:36   #9
Çevrimdışı
Diamond Üye
Yanıt: Çayın Tarihçesi




Çay Ne Zamandır İçiliyor?

Çay, bitki yapraklarının işlenmesi sonrasında kaynatılmasıyla ya da haşlanmasıyla elde edilen alkolsüz bir içecek türüdür.

Çin efsanelerine göre çay M.Ö. 2737 yılında kırda gezinti yapan ''Shen Yung'' adlı Çin İmparatoru'nun sıcak suyuna çay yapraklarının düşmesi üzerine tesadüfen ortaya çıktığını ve imparatorun bu karışımı afiyetle içmesi şeklinde anlatılmaktadır.

Türkiye'ye çay Osmanlı Padişah'ı İkinci Abdülhamid Han zamanında geldi. Ancak yaygın şekilde üretimi 1930’lardan itibaren olmaya başladı.
__________________
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası BEŞİKTAŞ'lılar!
 
Alıntı ile Yanıt

Yanıtla

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
çayın, tarihçesi


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Yoganın Tarihçesi - Yoga Tarihi Asi Ruh Vücut Geliştirme ve Fitness 0 03 Mayıs 2023 15:33
Beyaz Çayın Faydaları Asi Ruh Sağlıklı Beslenme 0 10 Mart 2023 06:30
Yeşil Çayın Faydaları Asi Ruh Sağlıklı Beslenme 0 10 Mart 2023 06:29
Sobanın üstünde demlenen çayın sesi Candres Trend Sözlük 3 05 Ağustos 2022 10:43
Artvin İli Tarihçesi mamihlapinatapai Karadeniz Bölgesi 1 15 Mayıs 2022 13:44




TrendForum.Net genel forum paylaşım sitesidir. Bu nedenle foruma kaydolan tüm gerçek kişiler, kontrole tabi tutulmaksızın içerik paylaşabilmektedir. TrendForum üzerinden paylaşılan mesaj, konu ve görsellerden yana doğabilecek yasal sorumluluklar; paylaşan kullanıcıya aittir, TrendForum.Net yer sağlayıcı olduğu için hiçbir yasal sorumluluk kabul etmez. İllegal herhangi bir faaliyetin saptanması durumunda; İLETİŞİM sayfası üzerinden ulaşıldığı takdirde mesaj, konu ya da görsel; en fazla 48 saat içerisinde silinecek ve bildiriminiz üzerinden tarafınıza dönüş sağlanacaktır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.


Powered by vBulletin® Version 3.8.7   Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.

TrendForum.Net, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. ©2022-2024
Tema Tasarım: Vision / Fibertus.Net